James Cameron’ın yönetmenliğini yaptığı Avatar filmlerini izlediyseniz, insanların nasıl başka uzaylı canlıların görünümüne girdiklerini ve Avatar olarak adlandırdıkları bedenleri uzaktan kontrol edebildiklerini hatırlarsınız.
Bugün beyinlerimizdeki birçok sinyal kolayca ölçülebiliyor. Peki bu durumda bir gün bazı teknolojiler aracılığıyla farklı bedenleri veya makineleri kontrol etmemiz gerçekten de mümkün olabilir mi?
Avatar, Matrix, Inception, Neuromancer, Lucy… Dünyanın en önemli bilim kurgu eserlerinden olan bu filmlerin ortak bir noktası vardı: Başka yer veya boyutlardaki bedenleri ve makineleri zihin gücüyle kontrol edebilmek
Avatar filmlerinde insanlar Pandora isimli gezegeni kolonize etmek istiyor, ancak gezegenin doğal şartları insanların yaşamasına uygun değil. Burada insan formunda var olamayacakları için Pandora’nın yerli halkı olan Na’vi’lerin beden formunu kontrol edebildikleri bir teknoloji geliştiriyorlar.
Avatar olarak adlandırdıkları yeni bedenlere zihin gücüyle bağlanabiliyor ve hareketlerini kontrol edebiliyorlar. Bu sayede gerçekte bir savaş gazisi olan ve belden aşağısı felçli olan Jake Sully, Na’vi formunda dilediği gibi hareket edebiliyor.
İnsanların düşünceleriyle avatarlarını kontrol edebilmeleri beyin ile bilgisayar arasında bağlantı kuran bir arayüz sayesinde gerçekleşiyor.
Filmde bu sistem BCI, yani “Beyin Bilgisayar Arayüz Sistemi” olarak adlandırılıyor ve bu kurgusal bir terim değil. Gerçek hayatta da ismi tam olarak bu. Beyinlerimizdeki sinyallerle makineler arasında bağlantı kuran teknoloji filmdeki boyutlara ulaşmamış olsa da aslında uzun zamandır hayatımızda.
Hatta hatırlarsanız Elon Musk Neuralink isminde bir firma kurmuştu. Burada tam da bunu sağlacak bir teknoloji üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Beyinlerimize takılan çipler yoluyla akıllı telefon, bilgisayar gibi cihazları dokunarak veya tuşlayarak değil yalnızca beyin sinyallerimizle kontrol edebileceğimiz bir hale getirmek çok yakında mümkün olabilir.