“Avatar 1” 2009 yılında girdi hayatımıza. Mavi renkli Na’vi halkını çok sevdik. Avatar tutkunları olarak ikinci seriyi “Avatar 2: Suyun Yolu”nu çok bekledik. Ama değdi. Görsel efektler, oyuncular, kurgu çok çok iyi. Hikâye ise çok tanıdık. Birçok bilimkurgu filminde olduğu gibi, insanlar dünyayı yaşanmaz bir hale getiriyor. İklim krizi, küresel ısınma, savaşlar nedeniyle dünyada yaşam kalmayacak ve yeni bir gezegen arayışı... Tüm bunlar hikâyenin ana temasını oluşturuyor. Sonra intikam hırsı. Ailenin önemi ve bağlılık ise bizim kahramanların yaşama biçimi. Hikâye eril başlıyor; “baba olmak aileyi korumak” sorgulamasını sık sık duyuyoruz. Sonra ise kadının gücü çıkıyor ortaya. Bir annenin çocukları için her şeyi yapabileceği gerçeği ölüm ve yaşam arasındaki mücadele. Filmin adından da anlaşılacağı gibi yeni avatarlar görüyoruz. Tüm bu kabilelerin ortak noktası doğaya, tüm canlılara, halkına ve aileye bağlılık...
Hatırlayalım; James Came-ron’ın yazıp yönettiği ilk film 2.9 milyar dolar gişe hasılatı ile rekor üstüne rekor kırmıştı. İlk filmin etkileri hâlâ devam ederken, ikincisinin etkisi ise çok uzun süreceğe benziyor.
“Avatar 2: Suyun Yolu” tam anlamıyla üç boyutlu görsel zenginlik. Görüntü yönetmenliğini, Russell Carpenter’ın yaptığı filme Cameron, 250 milyon dolar harcadı.
Sam Worthington, Zoe Saldana, Stephen Lang, Giovanni Ribisi, Joel David Moore, Dileep Rao, CCH Pounder ve Matt Gerald, ilk filmdeki rollerini yeniden canlandırırken Sigourney Weaver farklı bir rolle geri dönüyor. Yeni oyuncular arasında ise Kate Winslet, Cliff Curtis, Edie Falco, Brendan Cowell, Michelle Yeoh, Jemaine Clement, Oona Chaplin, Vin Diesel ve CJ Jones yer alıyor.
Yaklaşık 3 saat 10 dakika süren “Avatar 2: Suyun Yolu”nu daha çok konuşacağız gibi görünüyor.