Zekaları, sadakatleri ve cana yakın olmaları nedeniyle atlar, bin yıllardır insanların hayvanlar alemindeki en yakın dostlarından biri olarak görülüyor. Günümüzde en yakın ilişkide bulunduğumuz türler kedi ve köpekler olsalar da, tarihe tümüyle bakacak olursak atlara insanın en iyi dostu demek çok da yanlış görünmüyor. Peki bunun nedeni ne? Atlar ve insanların bu yakın ilişkisi ne zaman başladı?
Tarih boyunca ulaşım ve hayvancılık gibi birçok farklı alan nedeniyle insanlarla iç içe olan atların tam anlamıyla ehlileştirildiği dönem hakkında birçok görüş var. Dilerseniz sizinle atların ilk ne zaman, nasıl ehlileştirildiğine ve bu hayvanların tarih boyunca insan için neyi ifade ettiğine bir göz atalım.
Atlar ilk ne zaman insanlarla karşılaştı?
Atların insanlarla olan ilk karşılaşması konusu, atların ilk ortaya çıktığı yer nedeniyle oldukça ilginç. Zira atların, insanlığın 13 bin ila 33 bin yıl önceye kadar hiç bulunmadığı Kuzey Amerika kıtasında; 35-56 milyon yıl önce ortaya çıktıkları öne sürülüyor. Eğer teori doğruysa bu, Kuzey Amerika’ya göçen ilk insanların bir kısmının Asya’ya atlarla geri döndüğü anlamına geliyor. Ancak bir diğer teoriye göre de atlar, Asya’da ortaya çıkıp ilk Amerika yolcularıyla Bering Boğazı üzerinden Kuzey Amerika’ya ulaştılar. Atların Asya’da mı yoksa Kuzey Amerika’da mı ortaya çıktığı henüz tartışılıyor. Ancak Orta Asya bölgesi, yeleli dostlarımızla olan tarihi ilişkimizde kilit rol oynuyor.
Atlar ilk ne zaman, ne amaçla ehlileştirildi?
Atlar ortaya çıktı çıkmasına da, insanlarla nasıl buluştu da kaynaştı? Merhabalaşıp birlikte gezmeye mi başladılar? Tabii ki hayır. Şu anda yakın ilişkide olduğumuz her hayvan gibi atların da ehlileşmesi için süre geçti. Köpekler ve kedilerin ehlileşmesinde karşılıklı çıkarlar büyük rol oynamıştır. Atlarda ise daha çok eğitim ön plana çıkmıştır. Bu eğitimin ilk gerçekleştiği yerin ise Orta Asya olduğu düşünülüyor.
Şu ana kadar bulduğumuz, atların insanlarla yaşadığını gösteren en eski kanıtlar; günümüz Kazakistan sınırları içerisinde bulundu. Milattan önce 3700 ila milattan önce 3100 yılları arasına tarihlenen bulgular, çoğunlukla at kemiklerinden oluşuyordu. Botai bölgesinde bulunan bu kemiklerin başta sadece insanlar tarafından avlanan atlara ait olduğu düşünülmüştü. Hayvanlar öldürülmüş, etleri yenmiş ve kemiklerinden çeşitli aletler yapılmıştı.
Ancak sonra bu atların burada yaşayan insanlar tarafından ‘sahiplenildiğine’ dair bazı kanıtlar ortaya çıktı. Aynı alanda bulunan kaplarda at sütü kalıntılarına rastlandı. Atlar sadece yenmek üzere öldürülmemiş, aynı zamanda sürü halinde beslenmişti. Bölgede gelişen bu kültüre ve bu kültürün insanlarına, bölgenin adı olan ‘Botai’ adı verildi. Bu kadar eski olmasa da yine binlerce yıl öncesinden kalan benzer bulgular, Moğolistan yakınlarında da bulundu. Bu nedenle atı ilk evcilleştirenlerin Hint-Avrupa insanları mı, Proto Türk ya da Proto Moğollar gibi antik Orta Asya halkları mı olduğu henüz tartışma konusu.
Atların dünyaya yayılması ve kültürlerdeki önemi:
www.idrak34.com