Teknolojinin hayatımıza her geçen gün daha fazla egemen olduğu, bir çok düzenin yıkılıp teknoloji ile yeniden kurulduğu, üstünlük anlayışının teknolojik donanım gücü ile ölçüldüğü, en önemli güvenlik malzemesinin dijital güvenliğe evrildiği, robotların bile birbiri ile konuştuğu bu yüzyılda Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi MEB tarafından gereken önemi görmüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) seslerini duyurmaya çalışan ve atama bekleyen öğretmenlerden oluşan Bilişim Öğretmenleri Platformu (BÖP), yazılı bir açıklama yaptı. 5. ve 6. sınıflarda zorunlu olarak ikişer saat verilen bilişim teknolojileri alanına ait bir ders kitabının bile olmadığına dikkat çeken Platform, şu açıklamalarda bulundu:
'EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ'
"Dijitalleşen bu dünyada, akıllı telefonların ve çevrimiçi uygulamaların esiri olduğumuz bu çağda çocuklarımızın teknoloji evreninde bilinçsiz bir şekilde var olması her türlü kötülüğe maruz kalabilecekleri anlamına gelmektedir. Bunun önüne geçebilmemiz yalnızca erken yaşlarda verilen eğitimlerle mümkündür. Çağın gereksinimi olan Dijital Vatandaşlık, Güvenli Sosyal Medya Kullanımı, Gizlilik ve Güvenlik, Medya Okuryazarlığı konularını kazanım olarak hedeflemiş Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi MEB bünyesinde gözardı edilirken tüm özel eğitim kurumlarında okul öncesi kademesi dahil olmak üzere tüm kademelerde kendisine yer edinmektedir. Bu durum gündemimizi meşgul eden “EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ” ile doğrudan bağlantılı olmakla beraber tüm yurtta her öğrencimizin teknolojiye erişiminin paralel olması açısından oldukta yaralayıcıdır.
'ADETA KIYIMA UĞRAMIŞTIR'
MEB’in tartışmalı öğretmen atamalarında Bilişim Teknolojileri öğretmenlerinin gündemi ne yazık ki son yıllarda azalan ve hiçe yaklaşan kontenjanları. Geleceğin mesleği olarak görülen ve büyük umutlarla başlanan bölümlerinden mezun olan on binlerce öğretmen, verilen kontenjanlar ile büyük bir mağduriyet yaşamış ve adeta kıyıma uğramıştır.
Bilişim Teknolojileri branşı önceki yıllarda 1000'li sayıları görürken uzaktan eğitime mecbur kaldığımız, teknolojiye en çok muhtaç olduğumuz 2020 pandemi yılında ani bir düşüşle 50 kontenjan almış ve 88 puan alan öğretmenimizin ataması yapılmamıştır. Devamında gerçekleştirilen 35.000 öğretmen alımında 51 ve 112 sayılı kontenjanlarla MEB’in atama pastasından milimetrik bir dilim ancak alabilmiş, taban puanı ise 87,03 olmuştur. Bu tablo bizler için büyük bir hüsrandır.
5 OKULA 1 ÖĞRETMEN!
Verilen bu kontenjanların kat be kat fazlası açığa sahip olan Bilişim Teknolojileri branşında bakanlık bünyesinde görev yapan öğretmenler, mevcut öğretmen eksikliğinden dolayı 4-5 okulla birden ilgilenmek zorunda bırakılıyor. Bilişim Teknolojileri branşındaki bu öğretmen eksikliğini, 20 günlük kurs aldırarak atanmış diğer branş öğretmenleri ile telafi etmeye çalışan bakanlığın; alanından mezun binlerce Bilişim Teknololojileri öğretmenini kadrosuna dahil etmemesi, mevcut eksiğini doğru adımlarla gidermemesi ve dersimizi ekarte etmesi Türkiye’nin teknolojik gelişiminin önüne çekilen bir set olarak algılanmaktadır.
2016 yılında yayımlanan Norm Kadro Düzenlemesi’ne bağlı olarak “Bilişim Teknolojisi araçları ile donatılmış her eğitim kurumuna Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni norm kadrosu açılmasına” ilişkin bir karar alınmış olmasına rağmen bu normun öğretmen atamalarında verilen kontenjanlara yansıtılmaması bizler için ayrıca bir problemdir. Bununla birlikte 2020-2021 yıllarını kapsayan Milli Eğitim Örgün İstatistikleri yayını incelendiğinde devlet kanadında hizmet veren 39.132 temel öğretim kurumu ve 9.191 ortaöğretim kurumunun toplamda yalnızca 50 Bilişim
Teknolojileri öğretmenine ihtiyaç duyuyor olması hiçbir olasılık dahilinde mümkün değildir. Günümüz şartları gösteriyor ki her eğitim kurumunda en az bir Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeninin görevlendirilmesi elzemdir fakat mevcut durumda daha önce belirttiğimiz gibi 1 öğretmenimiz 4-5 okula birden hizmet vermekte ve verimlilik doğal olarak düşmektedir.