Mayıs 2021’de Birleşik Krallık’ın hayvanların resmî olarak duyarlı varlıklar olarak tanınacağını duyurmasından sonra ahlak çemberimiz daha genişledi ve belki de sizin cevabınız gözünüzün gibi baktığınız hayvanınız. Ya da aileniz mi?
Hollanda, Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’tan katılımcılarla gerçekleştirilen çalışma sonucunda ortaya çıkan canlı türünü öğrendikten sonra “Acaba mı?” diye kendinizi sorgulayabilirsiniz.
Ahlak çemberi ne demek?
Bireylerin veya toplulukların etik değerleri, normları ve prensipleri etrafında nasıl konumladıklarını, bu değerlerin kişisel ya da toplumsal davranışları nasıl şekillendirdiğini simgeleyen kavrama “ahlak çemberi” deniyor.
Ahlak çemberi aynı zamanda bireylerin veya grupların ahlaki değerlere ne kadar bağlı olduğunu ve bu değerlerin yaşamlarını nasıl yönlendirdiğini de gösteriyor.
Bu çember evrim geçiriyor.
Kişilerin ve toplumların etik değerler ve normlar konusunda daha kapsayıcı olması ve kucaklayıcı bakış açısı kazanması için de evrim geçiriyor. Bu süreç, sadece yakın çevreye veya belirli bir grup insana değil tüm insanlığa, diğer canlı türlerine ve çevreye kadar da uzanıyor.
Eğitim ve farkındalık, empati gelişimi, küresel sorunlara duyarlılık, toplumsal ve kültürel değişimler ve toplumsal sorumluluk da bu evrim sürecinin başlıca faktörleri oluyor. Son zamanlarda yapılan çalışmalar ise tür kategorisi, algılanan zekâ, politik yönetim gibi etkilerin de ahlaki çembere hangi varlıkların dahil olduğunu araştırıyor.
Hedef ve yargıç özellikler arasındaki diğer etkileşimler de dahil edilince ahlak çemberinin faktörleri başka hâller alıyor. Yani aslında kimin kimi yargıladığına veya kiminle etkileşime girdiğine bakılıyor.
Elimizde iki ayrı sonuç var.
Bunlardan biri sadece hayvanları kapsıyor. Çalışmada görülüyor ki kedi, köpek, tavşan ve at gibi evcil hayvanlarımıza; inek, koyun, keçi ve tavuk gibi gıda hayvanlarından daha fazla değer veriyoruz.
Tüm canlı türlerinin dahil olduğu sonuçta ise hayvanlar ilk sırayı almıyor. Katılımcılar en fazla ahlaki kaygıyı; hayvanlar, mülteciler, iş arkadaşları, hayırseverler, yabancı vatandaşlar, bitkiler ve katil gibi kötü adamların arasından öncelikli olarak eşlerine gösteriyorlar.
Farklı ülkelerden katılımcıların araştırmaya dahil olması da kafanızı karıştırmış olabilir ancak çalışma şunun da altını çiziyor. Bu ahlaki kaygı, dindarlık ve milliyet gibi değerler ile değişmiyor. Çok daha geniş ve daha çeşitli ülke çapındaki araştırmalar da konumuz olan araştırma ile bu noktada uyumlu oluyor.
Araştırmadan çıkan bir sonuç daha var. O da yaşlı insanlar, kadınlar ve siyasi solcular daha fazla ahlaki kaygı gösterme eğiliminde.
Siz bu araştırma hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin ahlak çemberinizde kaygı duyduğunuz canlı türü hangisi? Yorumlarınızı bekliyoruz.
Kaynaklar: National Library of Medicine, Wiley Online Library, Voxİlginizi çekebilecek farklı araştırmalara dair içeriklerimiz: