Olası bir çarpışma ya da farklı şekilde gelişen bir kaza, elbette araçlara zarar verir. Ancak patlamanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği büyük bir soru işaretidir.
Gelin, bu sorunun cevabını verelim.
Öncelikle patlama, termodinamik açıdan bakıldığında, hacmin çok hızlı bir şekilde genişlemesi ve yüksek miktarda enerjinin açığa çıkmasıdır.
Yine bir patlamanın gerçekleşmesi için yanıcı gazlara ihtiyaç vardır. Aynı zamanda bu gazların çok yüksek basınca maruz kalabilecekleri kapalı bir ortama da.
Ayrıca bir şeyin yanması için bol miktarda oksijene de ihtiyaç vardır. Yine yanıcı gazları tutuşturmak için kıvılcım da gereklidir.
Öte yandan aslında aracın çalışmasına yardımcı olan birçok küçük patlama mevcuttur.
Araç benzinle çalışır ve benzin çok yanıcı bir sıvıdır. Fakat bununla ilgili dikkat edilmesi gereken iki farklı nokta vardır. Benzin yanıcı olabilir ancak patlayıcı değildir.
Aynı zamanda arabanın içinde gaz halde bulunmaz. Benzin, hava ile karışım halinde motora verilir ve bu miktar oldukça azdır. Fakat büyük bir patlamaya sebep olacak kadar değildir.
Yalnızca arabanın pistonlarını itmeye yetecek kadar hava gereklidir. Bir diğer önemli etken de kıvılcımdır. Filmlerde gösterilen çarpışmalarda özellikle yakıt deposunun içinde zannedildiği gibi kıvılcım oluşmaz.
Yakıt tankı basınç yaratmak için değil, yakıtı tutmak için yapılmıştır.
Dolayısıyla yakıt tankında patlamaya neden olacak kadar basınç yoktur. Yani yaygın inanışın aksine arabalar, patlamaya çok yatkın değillerdir ve yanan bir arabanın bile patlaması pek olası değildir.
Bir araba büyük bir darbeye maruz kaldıktan sonra da patlamanın gerçekleşmesi için gerekli koşullar oluşmaz. Hatta bir arabayı ateşe vermek bile onun patlamasına sebep olmaz. Bu durumda araba, sadece içinde yakıt olduğu sürece yanar.
Kısaca filmlerde gösterilen çoğu şeyden farklı olarak, sahnenin üzerine şarapnel olarak düşen ve patlayan arabalar gerçeği yansıtmaz.
Kaynaklar: Science ABC, Debunkedİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: