Trabzonspor, Kopenhag'a iki maç sonunda üstünlük sağlayamadı ve Şampiyonlar Ligi'nden elendi. Bu sonuçla birlikte Türkiye, 27 yıl sonra Devler Ligi'ne temsilci gönderememiş oldu.
Spor yorumcusu Ara Gözbek, olumsuz tabloyu Cumhuriyet.com.tr'ye değerlendirdi.
Ara Gözbek'in yazısı şu şekilde:
"Trabzonspor'un Kopenhag'a elenmesiyle sadece Karadeniz ekibi Şampiyonlar Ligi defterini bu sezon kapatmadı, aynı zamanda ülke adına bir devir kapandı. Halbuki Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev'e elendiği gece ülke olarak tek derdimiz Fenerbahçe'nin bir santrafor transfer edip etmeyeceğiydi. Kimse sürecin gerçek manada ciddiyetini kavrayamadı. Bugün geldiğimiz nokta ise 26 yıl sonra bir Türk takımının Şampiyonlar Ligi'nde gruplarda yer almayacağı. Eskiden gruplardan çıkmak hedef iken şu anda gruplarda yer almak mucizelere kalacak. Sürecin kabullenilmesi gereken gerçeği şu; biz artık bu seviyeye ait futbol ülkesi değiliz.
Bugün sokaktan geçen herhangi birine sorsanız bu ülkenin temel sorunlarından biri nedir diye “hiçbir şey üretmiyoruz, sürekli ithal edip alıyoruz” diyecektir. Herhangi bir mahalle arasında bir kahveye gidin, önüne eğilmiş ganyan kuponu hazırlayan bir vatandaş bile bu durumdan muzdarip olacaktır. Bu kelebek etkisi gibi bir şey değil, çok akıl yormaya gerek yok. “Bir çürük elma, bütün sepeti bozar” durumu da değil. Bazı bir takım sorunlar, tıpkı matematik denklemindeki gibi sayıların bütünü ile aynı katsayısıyla çarpılır. Yani kısacası benzer durum tüm alanlara benzer şekilde sirayet eder. Sonuçta ülke ekonomisini yöneten insanlar nasıl bu toplumun içinde üremiş şahıslar ise Türk futbolunun içindeki tüm aktörler de aynı toplumun içinden atanmış veya seçilmiş kişilerdir.
Geçtiğimiz kış aylarından beri bizim UEFA'daki sıralamamız, ülke puanımız, Şampiyonlar Ligi'nde yer alamama handikaplarımız bu kadar açık açık ortadayken dikkat ederseniz biz hala takımlarımızın transfer gündemi ile ilgiliyiz. Dün gece ülke futbolu adına kara bir gece iken, bir sayfa kapanmışken herkesin dikkati Beşiktaş'ın Dele Alli transferindeydi. Şunun altını özellikle çizmek istiyorum; bu durumun sorumlusu Kopenhag'a elenmesi sebebiyle Trabzonspor'un değildir. Şampiyonlar Ligi ile değişen statümüz daha geçtiğimiz kış aylarında netleşti. Yani Aysberg'in gelişini görmemize rağmen ülke olarak ve spor yönetenler olarak Titanik'teki kemancılar misali keman çalmaya devam ettik.
Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalan her takım 15,64 milyon Avro alacak yani 300 milyon TL üzerinde bir para. Türkiye Süper Lig şampiyonu bu sene sadece 46 milyon TL alacak. Yıllarca kulüp başkanlarının ve yöneticilerinin birbiriyle neden kavga ediyordunuz sanıyordunuz? Ya da daha ligin üçüncü haftasından itibaren neden hakemler konusunda söylenmeye ve tepkiler vermeye başladıklarını. Hepsi bu tedarik edilecek ekonomik güç yüzünden. Şampiyonlar Ligi ve otomatik olarak geliri fotoğraftan iyice çıkınca kulüplerin ekonomik olarak ayakta kalması hangi planlar üzerine olacak gerçekten merak edilesi. Bankalar Birliği ile yapılan anlaşmayı da unutmayalım. Taahhüt edilen ödemeleri ve taahhüt edilen zaman içinde gerçekleştiremediklerinde kulüpleri nasıl bir senaryo bekliyor dersiniz? Eninde sonunda bu kulüpleri “sahiplik” biçimi bekliyor olacak. Bakalım bu kulüplerde önümüzdeki seçimlerde kimler aday olmaya kalkacak?
Dün gece, bizim ülke olarak bazı gerçeklerimizle yüzleşmemiz konusunda bir “katalizör”görevi yaptı yani süreci hızlandırdı. Federasyon, kulüplerin kısa vadede çıkarları adına limitleri “bypass” etsin dursun bakalım bu bize nasıl bir yol haritası çizecek. Bu sezon böyle başladı ve devam edecek. Ama önümüzdeki sezon kulüplerin zaten içindeki bulundukları ekonomik kaosun yanında bir de ekonomik çözülme yaşanacak."
www.idrak34.com