Apple’ın başarısında ve yüksek performans sunmasında önemli olan etmenlerden biri de cihazların konfigürasyonlarının değişmemesidir. Bir uygulamayı yüzlerce farklı konfigürasyonda çalıştırmak ile tek bir konfigürasyondan maksimum verimi alacak şekilde çalıştırmak oldukça farklı şeylerdir. Apple da bu sabit konfigürasyonlarda maksimum performansı verecek şekilde işletim sistemleri geliştirir.
Elindeki bu önemli rekabet avantajını korumak isteyen Apple, tedarikçilerine karşı sahip olduğu gücü de sonuna kadar kullanmaya kararlı. Tedarikçilerinin Apple’a adeta muhtaç olması nedeniyle mutlak pazarlık gücüne sahip olan firma, tedarikçilerinden çokça talepte bulunabiliyor.
Apple’dan “aşırı sadakat” talebi
Pandemi döneminde hammadde fiyatları ciddi oranda artmasına rağmen Apple, tedarikçilerini oldukça zorlayan taleplerde bulunabilmişti. Ayrıca geçtiğimiz yıl da 34 Çinli tedarikçiyi açıklama yapmadan Apple operasyonlarının dışında bırakmışlardı. Genel olarak baktığımızda da Apple ile çalışmak pek de kolay gözükmüyor.
Daha önce ekran tasarımında değişiklik yaptığı için BOE ile olan anlaşmasını iptal eden Apple, tedarikçilerinin kendilerine göre üretim yapmalarını ve üretimi zamanında yetiştirmelerini istiyor. Bir değişiklik olacaksa da buna Apple’ın da onay vermesi gerekiyor. Yani herhangi bir adım atıldığında şirket, önce kendilerinin bilgilendirilmesini talep ediyor.
Buna ek olarak kendisine yansıyan fiyat artışları da Apple’ın tepkisini çeken bir başka nokta oluyor. %10 ile arasında bir maliyet artışı yaşayan çip üreticisi TMSC’nin verdiği %3’lük fiyat artışı talebini doğrudan reddeden Apple’ın, üretimini de Samsung’a taşıma tehdidi savurduğu ifade ediliyor. Apple, TMSC’nin 14.8 milyar dolarla en büyük ticari hacme sahip müşterisi konumunda bulunuyor.