Kurulan ilk uygarlıklardan biri olan Antik Mısır, bugün hâlâ sırrını çözemediğimiz hikâyeler, mimari eserler ve ilginç ritüellerle dolu. Bu ritüellerden biri de Eski Krallık döneminde kölelerin, düşmanların ve savaşta esir düşenlerin cinsel organlarının kesilmesi.
Bu uygulama nasıl başladı, köleleri ve esirleri aşağılama yöntemi olarak kullanılmadan önce ardında ne gibi sebepler yatıyordu? Doğduğumuz yüzyıla şükrettiren olaylardan birini gelin birlikte araştıralım.
Binlerce yıl önce yaşamış medeniyetlerin toplumsal alışkanlıkları hakkında nasıl fikir sahibi olabiliyoruz?
Cevabı elbette arkeolojik araştırmalarda saklı. Bu ilginç ve bir o kadar da acı verici uygulamayı Antik Mısır metinlerinde ve sanat eserlerinde bulabiliyoruz. Mesela MÖ'den kalma mezar duvarlarında ve çeşitli eserlerde uygulamanın tasvirlerini görmek mümkün.
Hatta bunlardan biri de Giza’da bulunan piramitlerin en büyüğü olan Saqqara'da, Ankhmahor'un mezarında, iki yetişkin erkeğin penisinin kesildiğini resmeden bir kabartma bulunuyor.
Bunu yapmak ilk kimin aklına geldi? Aslında ardında kutsal bir hikâye yatıyor.
Eski Krallık döneminde bir aşağılama ya da cezalandırma yöntemi olarak kullanılan bu ritüelin kökleri, Antik Mısır Mitolojisi'ndeki 4 kardeş tanrının hikâyesine dayanıyor. Hadım uygulamasının temeli, mitoloji meraklılarının ismini oldukça iyi bildiği, ölülerin ve yeniden doğuşun tanrısı olan Osiris'in ölüm hikâyesinde saklı. Bu hikâyede; güzelliğiyle tanınan Tanrıça Isis, ölümlü dünyanın tanrısı Osiris, kötülük tanrısı Seth ve bilgelik tanrıçası Nephtys isimli 4 önemli tanrı ve tanrıça rol alıyor.
Tanrılardan Osiris tanrıça Isis ile, Seth de Nephtys ile evlidir. Fakat diğer tüm tanrılar gibi Tanrı Seth de Isis’in güzelliğinden etkilenip Isis’e aşık olur. Isis’le evlenmek isteyip Osiris’e düşmanlık besleyen Kötü Tanrı Seth, söylenenlere göre en güçlü tanrı olan Güneş Tanrısı Ra gökyüzüne çıktığında yokluğunu fırsat bilip Tanrı Osiris’i öldürür. Öldürdüğü tanrının vücudunu 14 farklı yerinden keserek Nil Nehri’nin etrafındaki şehirlere dağıtmaya başlar.
Osiris'in utancı binlerce kölenin kaderi oldu.
Bunu öğrendiğinde çok üzülen Isis ise bir an önce yola çıkıp kardeşi Nephtys ile sevgili kocası ve aynı zamanda kardeşi olan Osiris’in parçalarını aramaya başlar. Farklı farklı şehirlerde birer birer Osiris’in parçalarını bulur. Eksik kalan tek parça ise Osiris'in penisidir. Bulduğu her parçanın olduğu yereyse, gelecek dönemlerde Antik Mısırlılar tarafından bugün hâlâ kalıntılarını bulabildiğimiz büyük tapınaklar inşa edilecekti.
Bundan sonra, Isis tanrısal gücünü kullanarak Osiris’in vücut parçalarını birleştirdi ve kocasını diriltti. Dirildiğinde Osiris bütün olarak bedenine sahip olmadığından artık ölümlüler dünyasına hükmedemeyecektir. Bu sayede Osiris ölüler dünyasına giderek oraya hükmetmeye başlar. Osiris ile Antik Mısır'da penis kesme asillik, soyluluk, tanrı katına erişme gibi görülmeye başlandı. Fakat ilerleyen yıllarda bu durum değişerek tersine döndü. Nüfusun alt tabakasında görülen binlerce köle ve esir hadım edildi.
Bonus: Günümüzdeki sünnet geleneğinin atası Antik Mısırlılardır.
Antik Mısırlıların yakaladıkları tutsakların acı veren bir uygulamaları hem o döneme göre oldukça maliyetliydi hem de birçok tutsağın hayatını kaybetmesine yol açıyordu ve köle pazarında satışları zorlaşıyordu.
Bu sorunu çözmek için Mısırlılar, zamanla uygulamayı sadece sünnet derisini kesmeye dönüştürdüler. Bu değişiklik, tutsakların köle olarak ekonomik değerini sürdürmelerine olanak tanırken, aynı zamanda onlara köle olarak yaşam boyu alınıp satılma gerçeğini hatırlatıyordu.
Yani günümüzde hala İslam ve Yahudilik inancında var olan sünnet geleneği, Antik Mısır ritüellerinin bir uzantısı. Sünnet hakkındaki farklı fikirleri incelediğimiz yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Kaynaklar: The History of Circumcision, ScienceDirect, Britannica