Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) gastronomi alanındaki "Oluşturıcı Şehirler Ağı"nda yer alan Hatay'da 2008'de coğrafi işaret belgesi verilen, birkaç gün önce de AB tarafından tescillenen Antakya künefesini yapan işletmelerin büyük çoğunluğu depremler nedeniyle yıkıldı. Birçok künefe ustası ve işletme çalışanı bu afette yaşamını yitirdi
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, Antakya künefesini 2008'de ulusal olarak tescillettiklerini hatırlattı.
Uluslararası tescil için 2019'da ilk başvuruyu yaptıklarını belirten Çinçin, 13 Mart 2023'te ise AB tescil hakkını kazandıklarını dile getirdi.
Künefenin AB tarafından tescil edilmesinin depremle ilgisinin olmadığını bildiren Çinçin, "2019'da başlayan bir serüven bu. Antakya peynirli künefesi 2023'te hakkıyla uluslararası tescili aldı. Yani bunun depremle ilgisi sadece zamanlamanın şanssız tarihe rastlamasından ibaret. Öncelikle bunu düzeltelim." dedi.
Çinçin, Antakya'da künefecilerin bulunduğu Uzun Çarşı ve Künefeciler Meydanı'nın depremle yıkıldığını ifade etti.
Ustalardan ve çalışanlardan vefat edenler, yaralananlar, başka illere gidenlerin olduğunu aktaran Çinçin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Altyapıyı düzeltemediğimiz an bu sektörün tekrar burada aynı canlılıkta yaşaması çok mümkün görünmüyor. Geçimini buradan tedarik eden çok fazla ustamız vardı, çok fazla iş yeri vardı. KOBİ seviyesine gelmiş hatta bunun üzerine çıkmış markalar vardı. Binlerce porsiyon künefe üretiliyordu. Bunlar için özel bir yol haritası çalışması yapmamız lazım. Henüz süreç maalesef oraya gelmedi."
Hikmet Çinçin, kentte prefabrik satış yerlerinin yapımına başlandığını belirtti.
İş yerlerinde üretilecek ürünün tüketiminin önemli olduğunu vurgulayan Çinçin, "Önce bizim toplu üretim yapıp, sonra toplu satış potansiyeline bakmamız lazım. Sadece künefecilik sektörü değil yani bu künefeye bağlı kömbe, cevizli, hurmalı kerebiçler de yapılıyordu birçok yerde. Hatta kabak tatlısı gibi üretimler vardı. Bunların tek tek yol haritasını belirlememiz lazım." diye konuştu.
Çinçin, hasar tespiti aşamasında olduklarını, zamanla istenilen noktaya geleceklerini ifade etti.
Künefeciliği gelecek nesillere aktarmaya çalışacaklarını aktaran Çinçin, "Babadan oğula geçen bir sanattı bu künefe. Ustaların en iyi yetişme yeri Uzun Çarşı'ydı. Tekrar o imkanları sağlamamız lazım. Künefe binlerce yıllık bir kültür, atalarımızdan bize kalan en büyük miras. Bundan ekmek yiyen, geçinen birçok insanımız var. Bunları unutmadan, bu tatlıya saygı duyarak, yeni bir yol haritası belirleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
20 yıllık künefe ustası Yusuf Karakuş da mesleğin devamı için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirerek, "Antakya hiçbir zaman sahipsiz kalmayacak. Şu an Hatay'da ayakta kalan birkaç künefeciden biriyiz. Tescilli künefemizi geleceğe taşıyacağız. Yeni ustalar da yetiştirip bu mesleği devam ettireceğiz. Antakyalı künefeciler olarak küllerimizden yeniden doğacağız." sözlerine yer verdi.