Bebek maması kavramı -günümüzdeki hâli ile- çok da eski değil. Raflarda yerini almadan önce bebekler daha farklı yöntemlerle besleniyorlardı.
Şimdiki hâlimize belki de “Şükür!” diyeceğimiz tarihsel bir olaya giriş yapıyoruz.
Bebek maması icat edilmeden önce bebeklerin beslenmesi konusunda en yaygın yöntem anne sütüydü.
Anne sütü, bebeklerin sağlıklı bir şekilde büyümesi için en ideal besin olarak kabul ediliyordu ve hâlen de bu görüş geçerliliğini koruyor.
Ancak anne sütü her zaman erişilebilir değildi. Anneler çeşitli sebeplerden dolayı süt veremediğinde, toplumlar alternatif besleme yöntemlerine başvuruyorlardı.
Tarih boyunca en yaygın yöntemlerden biri sütannelik sistemiydi.
Bildiğiniz gibi sütannelikte, sütü bol olan bir kadın, kendi bebeği dışında başka bebekleri de emziriyor. Eskiden de özellikle soylu aileler, sütanneler tutarak bebeklerinin beslenmesini sağlardı.
Sütannelik aslında bebek maması bulunmadan önce annelerin en çok başvurduğu çözümlerden biriydi.
Anne sütüne hiçbir şekilde ulaşamayanlar ne yapıyordu?
Eskiden bebeklere hayvan sütü de veriliyordu. Yaşanılan bölgedeki mevcut hayvan türüne göre bebekler keçi, eşek, deve, domuz, at veya koyun sütüyle de besleniyordu. O zamanlar da en evrensel süt yine inek sütüydü.
Birçok kültürde, önceden çiğnenmiş yiyecekler de bebeklerin beslenme yöntemlerinden biriydi. Aslında bakıcı tarafından ağızda parçalanan gıda ile bebeğin sindirim sürecine destek olunuyordu.
Su, bal ve un gibi malzemelerden yapılan lapa ve püreler ise bir diğer doyurma yöntemiydi. Orta Çağ Avrupa'sında ve Osmanlı'da yaygın olan bu tür besinler, bebeklerin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli görülürdü.
Ancak bu karışımların besin değeri genellikle yetersizdi ve bebeklerin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler bırakabiliyordu.
Bebek mamasının ortaya çıkışı, büyük ölçüde Sanayi Devrimi'nin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
19. yüzyılın ortalarına kadar, bebeklerin beslenmesi tamamen doğal yöntemlere dayanıyordu. Ancak Sanayi Devrimi ile modern tıbbın ve beslenme biliminin gelişmesi, bebek beslenmesinde de köklü değişiklikler getirdi.
İlk ticari bebek maması 1865’te Kimyagar Justus von Liebig tarafından ortaya çıkarıldı. Önce sıvı formda, sonra toz formda bebek maması geliştirdi ve patentini aldı.
Formülünde inek sütü, buğday, malt unu ve potasyum bikarbonat vardı. Bu da birçok kişi tarafından mükemmel bebek maması olarak kabul gördü.
Devamı da geldi.
Kapalı kaplarda gıdaları sterilize etmek için geliştirilen tekniği, buharlaştırılmış süt izledi. Buna da şeker eklendi gibi birçok gelişimden sonra 1883’e gelindiğinde 27 adet patentli bebek markası vardı.
Liebig’in bebek maması özellikle annelerin iş gücüne katılımın artmasıyla daha da popüler hâle geldi. Bebek mamaları, annelerin bebeklerine sağlıklı bir besin sunmalarını kolaylaştırdı ve zamanla daha da geliştirilerek bugün bildiğimiz modern formuna ulaştı.
Günümüz bebek mamaları
Günümüzde bebek mamaları, bilimsel araştırmalar ve ileri teknoloji kullanılarak geliştirilmiş, bebeklerin ihtiyaç duyduğu tüm besin ögelerini içerecek şekilde formüle ediliyor.
Bebek mamalarının içerikleri, bebeklerin yaşına ve gelişim aşamasına göre özelleştirilmiş olup annelerin emzirme sürecine ek olarak ya da anne sütü yetersiz kaldığında bir alternatif olarak kullanılması için üretiliyor.
Son yıllarda, ebeveynlerin artan bilinç düzeyi ile organik ve özel formüller de ilgi görür oldu. Laktozsuz mamalar, alerjik bebekler için özel karışımlar, prebiyotik ve probiyotik içerikli mamalar, günümüz bebek maması pazarında sıkça karşılaşılan ürünler arasında.
Bebek maması tarihine bakınca aslında sadece teknolojinin gelişimini değil anne ve babalığın evrimini de görüyoruz.
Kaynaklar: National Library of Medicine, Solid Starts, How Stuff WorksBunları da incelemek isteyebilirsiniz: