Kent Bayraklı Tıp Merkezi’nde görev yapan Klinik Psikolog Dursun, ders yılının bitimiyle birlikte milyonlarca evde çocukların tatili nasıl geçireceği konusunun konuşulduğunu söyledi. Dursun, ailelerin tatil öncesinde, “Biz çalışıyoruz ne yapacağız", "Evden çalışırken çocukla evde çok zor, kursa, yaz okuluna mı göndersek?", "Aile büyüklerinin yanına mı yollasak?" gibi pek çok soruya cevap aradıklarını kaydetti. Bulunan çözüm ne olursa olsun sonuçta uzun tatilde sınırların kalktığını, çocukların uyku saatinden bilgisayar oyunları oynama sürelerine kadar pek çok şeyin değiştiğini belirten Dursun, yaşanabilecek olumsuzluklara dikkat çekti.
"Yaz tatilinde çocuklar ders çalışmayı bırakmamalı"
Tatillerde çocukların ekran bağımlılığının ürkütücü hale geldiğini belirten Dursun, “Yaz tatili, aslında adı üstünde tatil, çalışmanın durması, ara verilmesi anlamında. Ancak buradaki çalışmanın durması ve uzun süreyi doğru anlayamazsak bu tatil olabilecek pek çok olumsuz şeye gebe bir süreç. Ancak bir kaydırak metaforuyla ele alırsak, emek verip basamak basamak çıkılan merdivenlerden hiçbir şey yapmaksızın hızla aşağı kayıp başlanan noktaya dönmek bu. Eğer yaz aylarındaki uzun sürede de çocuklarımız hiçbir şey yapmazsa akademik becerilerinde başladığı noktaya olmasa da yüzde 20-30 kayıpla geriye dönebilirler. Özellikle ilkokul düzeyinde okuma ve matematik becerilerinde bahsettiğimiz kayıp çok sık görülüyor. İkinci olarak ekran bağımlılığı, çocuklar sanki bir uzuvlarıymış gibi iç içe geçiyorlar tablet ve telefonlarla. Dönem boyunca dikkat edilen ekran süreleri tepetaklak oluyor, sınırlar ortadan kaldırılıyor. Tabii bununla kalmıyor, uyku saatleri de bozulunca çocuklarda hem nörolojik hem psikolojik bir takım sorunlar da beraberinde geliyor. Düzenli ve yeterli gece uykusu olmayan çocuklar kaygı bozukluğu, depresyon, öfke patlamalarına daha yatkın bir çocuk haline geliyorlar. Ayrıca öğrenme becerileri de uykusuzluktan olumsuz etkileniyor” ifadelerini kullandı.
“Çocuğunuzla birlikte takvim hazırlayın”
Klinik Psikolog Dursun, anne babalara bu sorunların yaşanmaması için çocuklarıyla birlikte etkinlik takvimi hazırlama önerisinde bulundu. Dursun, “Çözüm adına çocuğunuzla birlikte hazırlayacağınız takvimler kurtarıcı olacaktır. Kitap okuma, serbest yazı, matematik çalışmaları gibi 20 ile 30 dakikalık periyodlarda akademik süreçlere ilişkin çalışmalar yer almalı. Aileyle birlikte dışarıda yapılacak etkinlikler de planlanmalı ve takvimde yer verilmeli. Ekran karşısında geçireceği süre belirlenmeli. Günün hangi saatinde ne kadar sanal oyun oynayacağı takvime yazılmalı. Takvim hazırlanırken, yaz döneminde tablet ve telefon süresinde yaş çarpı 20 dakikanın maksimum süre olabileceği ve bu sürenin en azından 2-3 parçaya bölünerek kullanılacağı çocuğa söylenmeli ve bu süreye uyulmalı. Öğrenmeye ayrılmış süreler de iyi değerlendirilmeli. Birlikte hazırlandığı takdirde böyle bir takvimi çocuk da benimseyecek, sınırları zorlamayacaktır. Sürelere uymakta güçlük çekiliyor ve aile olarak sınırları çizemiyorsanız, uzmanlardan konuya ilişkin destek alarak üstesinden gelebilirsiniz” dedi.