Bu soru, tıbbın karanlık ama aynı zamanda hayranlık uyandıran bir yönünü aydınlatıyor. “Anestezi nedir?” sorusundan başlayarak geçmişe yolculuk yaparken “Anestezi nasıl yapılır?” merakını da gidereceğiz. Tıbbın tarihi dediğimiz zaman uçsuz bucaksız bir dünyaya yelken açıldığı gibi anestezi icat edilmediği zamanlarda ameliyatlar nasıl yapılıyordu sorusuna vereceğimiz cevaplar sizi biraz şaşırtabilir.
Tarih öncesi çağlardan başlayarak, Orta Çağ ve Rönesans’taki anestezi çeşitleri ve uygulamalarından sonra bu zorlu süreçlerin modern cerrahiye evrilmesine “İyi ki” diyebilirsiniz. Bu yolculuk, tıbbın ne kadar ilerlediğini ve bugün sahip olduğumuz modern anestezi tekniklerinin değerini daha iyi anlamamızı sağlayacak.
Temelden başlayalım: Anestezi tam olarak nedir?
“Anestezi nedir?” sorusuna herkesin vereceği bir cevap vardır ve bu muhtemelen aynıdır ancak biz yine de anestezi kavramını açıklayalım. Anestezi, bazı tıbbi işlemler ve cerrahi müdahaleler sırasında ağrıyı önlemek, azaltmak için anestezik ilaçlarla uygulanan tıbbi bir terim.
His anlamına gelen “estezi” ile olumsuzluk anlamı da taşıyan “an” ekinden oluşan anestezi, aslında “hissizleştirmek” anlamına gelir. Yani ağrı oluşturacak bölgede, hissizleştirme ve duyarsızlaştırma yapılır.
Günümüzde uygulanan anestezi çeşitleri:
Genel anesteziBölgesel anesteziLokal anesteziGenel, lokal ve bölgesel anestezi çeşitleri, hastanın ağrı hissetmesini engelleyerek tıbbi müdahalenin daha konforlu ve güvenilir hâle gelmesini sağlar. Bölgesel anestezi, hastanın belden aşağısı veya vücudun belirli bir bölgesinin hissizleşmesi demekken lokal anestezi ise çok dar bir alanın uyuşturulmasıdır.
Anestezi, modern tıbbın en önemli gelişmelerinden biri olarak kabul edilir ve geniş bir yelpazede uygulanır.
Anestezi ile bayılmayı karıştırmayalım.
Anestezi denilince herkesin aklına bayılmak kavramı gelse de genel anestezi, bir nevi uykudur. Anestezi, bu anlamda gece uykusuna benzetilebilir. Yani bütün fonksiyonlar devam eder ama şuur baskılandığı için ağrı giderilir.
Peki anestezi nasıl yapılır, nasıl uygulanıyor?
Özellikle ameliyat olacak ya da küçük de olsa operasyon geçirecek olanlar “Anestezi nasıl yapılır?” diye merak eder. Bunun cevapları oldukça teknik olduğu için konumuzdan sapmamak adına tüm detayları açıklamayalım ancak özetleyerek konuya hakim olabiliriz.
Türüne göre anestezi teknikleri değişiklik gösteriyor. Genel anestezi, damar yolundan, maske veya gaz formunda verilen anestezik ilaçlarla yapılır. Bunlardan biri olabileceği gibi birlikte uygulanması da mevcut. Bölgesel anestezi ise omurgada sinir köklerinin bulunduğu alana yakın bir yere ilaç enjeksiyon edilmesi ile yapılır.
Asıl konumuza gelelim. Henüz ortada anestezi diye bir şey yokken ameliyatlar nasıl yapılıyordu?
Tarih öncesi dönemlerde cerrahi, hayatta kalmanın zorunlu bir parçasıydı. İnsanlar, savaş yaralanmalarını tedavi etmek, kırıkları düzeltmek ve hatta beyin cerrahisi gibi şaşırtıcı derecede karmaşık işlemleri gerçekleştirmek zorundaydılar.
Bu dönemdeki cerrahi müdahalelerin en ünlü örneklerinden biri, kafatasına delik açma amacıyla yapılan trepanasyon işlemiydi. Bu, ağrıyı azaltmak veya ruhsal hastalıkları tedavi etmek amacıyla yapılan eski bir uygulamaydı.
Antik Mısır'da ise cerrahi, ileri düzeyde bir meslek olarak kabul ediliyordu. Papirüslerde, kırıkları tedavi etme, yaraları dikme ve hatta diş çekme gibi çeşitli cerrahi tekniklerin detaylı açıklamaları bulunuyor. Mısırlılar, ayrıca cerrahi aletlerin öncüleri sayılabilecek çeşitli araçlar geliştirdiler.
Modern cerrahi aletlerinin babası Hipokrat
Hipokrat .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Antik Yunan ve Roma dönemlerinde ise cerrahi, daha sofistike hâle geldi. Hipokrat, cerrahinin babası olarak kabul edilir ve o dönemin cerrahi aletleri, modern aletlerin ataları olarak görülebilir. Aletlerin yanı sıra ağrı yönetimi, genellikle şarap gibi alkol bazlı solüsyonlar ve bitkisel karışımlar kullanılarak sağlanıyordu.
Bu dönemlerde, cerrahlar ayrıca hızlı ve etkili bir şekilde çalışmayı öğrenmişlerdi çünkü uzun süren operasyonlar hem enfeksiyon riskini artırıyor hem de hastalar için dayanılmaz acılara neden oluyordu.
Orta Çağ ve Rönesans Dönemi’nde bazı gelişmeler yaşanmaya başladı ve günümüzün adımları atıldı.
Andreas Vesalius .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Orta Çağ Avrupası'nda, çoğunlukla manastırlar ve din adamları, tıbbi bilgiyi koruyup hastaları tedavi etme görevini üstlenmişlerdi. Bu dönemdeki cerrahi uygulamalar genellikle basitti ve sıklıkla bariz yaralanmaların tedavisiyle sınırlıydı. Anestezi yokluğunda, acıyı azaltmanın yolları da sınırlıydı. Bu nedenle cerrahlar hız ve etkinlik konusunda becerikli olmak zorundaydılar.
Rönesans Dönemi’nde ise cerrahi alanında önemli bir canlanma yaşandı. Anatomik bilginin artması ve insan vücudu üzerine yapılan detaylı çalışmalar, cerrahi tekniklerin gelişmesine yardımcı oldu. Özellikle, Andreas Vesalius'un insan anatomisi üzerine yaptığı çalışmalar, cerrahların insan vücudu hakkındaki anlayışlarını büyük ölçüde genişletti.
Eski dönemde anestezi olarak ne kullanılıyordu?
Rönesans cerrahları, operasyon sırasında hastanın acısını azaltmak için alkol, afyon ve mandragora (bir tür halüsinojenik bitki) gibi maddeler kullanıyorlardı. Ancak bu maddeler, modern anestezinin sağladığı derin ve kontrol edilebilir uyuşma seviyesine ulaşamıyordu. Bu nedenle cerrahlar hızlı ve etkili olmak zorundaydı ve cerrahi becerileri gelişmeye başladı.
Fiziksel kısıtlama, bu yöntemlerin en yaygın olanıydı. Hastalar, operasyon sırasında hareket etmemeleri için sıkıca bağlanırdı. Bu hem cerrahın işini kolaylaştırıyor hem de hastanın ani hareketlerle kendine zarar vermesini engelliyordu.
Afyon gibi maddelerin yanı sıra bitkisel ve alkol bazlı ağrı kesiciler de sıkça kullanılıyordu. Şarap, operasyon sırasında ve sonrasında ağrıyı hafifletmek için yaygın bir yöntemdi.
Hipnoz ve psikolojik yöntemler de bazen ağrı yönetiminde rol oynardı. Cerrahlar ve şifacılar, hastaları sakinleştirmek için farklı psikolojik teknikler uygulayabilirlerdi. Ancak bu yöntemlerin etkinliği, modern anestezi teknikleriyle kıyaslandığında oldukça sınırlıydı.
Bu dönemdeki ağrı yönetimi yöntemleri, cerrahi müdahalelerin ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu gösteriyor. Anestezi tekniklerinin yokluğunda hem cerrahlar hem de hastalar için ameliyatlar büyük bir meydan okuma oluşturuyordu.
Ve artık anestezi icat edildi.
Anestezinin icadı, tıbbi tarihte bir dönüm noktası oldu ve modern cerrahinin kapılarını açtı. 1846'da William Thomas Green Morton'un diş çekimi sırasında başarıyla eter anestezisi uygulaması, cerrahi alanında bir devrim yarattı. Anestezi, cerrahların daha karmaşık ve uzun süreli operasyonlar yapmasına olanak tanıyarak, cerrahi pratiklerin sınırlarını genişletti.
Anestezi, hastaların ameliyat sırasında ve sonrasında hissettikleri acıyı büyük ölçüde azalttı. Bu, hastaların ameliyat korkusunu hafifletti ve daha fazla kişinin gerekli cerrahi müdahaleleri kabul etmesini sağladı. Ayrıca anestezi sayesinde cerrahlar daha dikkatli ve hassas çalışabiliyor, böylece operasyonların başarı oranını artırabiliyordu.
Modern anestezi tekniklerinin sağladığı avantajlar
Modern cerrahinin gelişiminde anestezi, sadece acıyı azaltmakla kalmadı, aynı zamanda cerrahi tekniklerin ve araçların gelişmesine de katkı sağladı. Örneğin, kalp ve beyin cerrahisi gibi son derece karmaşık operasyonlar, etkili anestezi teknikleri olmadan düşünülemezdi. Anestezi, bu tür operasyonların güvenli bir şekilde yapılmasını sağlayarak, tıbbın sınırlarını genişletti.
Anestezi ayrıca cerrahi sonrası bakım ve ağrı yönetimi alanlarında da önemli gelişmelere yol açtı. Ameliyat sonrası ağrının yönetilmesi, hastanın iyileşme sürecini hızlandırıyordu ve komplikasyon riskini azaltıyordu. Modern anestezi teknikleri, bu süreci daha etkin bir şekilde yönetmeyi mümkün kıldı.
Anestezi, modern tıbbın en büyük başarılarından biri olarak kabul edilir ve cerrahi alanında devrim yaratarak, insan sağlığı üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakmıştır. Bu icat, tıbbın sınırlarını zorlamış ve insan hayatını iyileştirmek için yeni yollar açmıştır.
Kaynaklar: TARD, turkcerrahi.com, Dergipark, Cleveland Clinic, UMHSİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimize de göz atabilirsiniz: