1888 yılında yapımı tamamlanmış, o yıldan bu yana klasik müzik konserlerinin merkezi olmuş. Bu tarihi binada üç konser salonu bulunuyor ve aynı anda birden fazla konser yapılabililiyor. Konseri tarihi büyük salonda izlemek çok keyifli. Akustik olarak Boston ve Viyana’daki salonlarla birlikte dünyadaki en iyi ilk üç salonundan birisi sayılıyor.
Kısa bir süre önce Fazıl Say da büyük salonda Kara Toprak yapıtını seslendirdiği bir konser vermişti.
Bu tarihi yapı kurulduğu yıl, aynı isimle bir de flarmoni orkestrası kurulmuş. Consertgebouworkest binayla birlikte neredeyse 135 yılı devirmiş. Bu uzun tarih dilimide binayla birlikte orkestra da çok şeyler yaşamış. Özellikle Alman işgali sırasında orkestrada bulunan 17 Yahudi müzisyenin işten çıkartılması istenmiş, o yılların ünlü şefi Willem Mengelberg sanatçıları hemen kapı önüne koymuş. Bu müzisyenlerden bazıları da savaş sırasında yaşamlarını yitirmişler. Savaş sonrasında Mengelberg’in işine son verilmiş. Alman işgali yıllarında Rus ya da Musevi oldukları gerekçesiyle Çaykovski, Mendelson ve Mahler eserlerinin çalınması yasaklanmış. Bu yasak, bir kez delinmiş ve Hollanda’daki Nazi komutan Arthur Seyys’in eşinin isteğiyle Çaykovski’nin eserlerinden oluşan konser verilmiş. Hâlâ bazı ülkelerde Rus eserlerinin okutulmaması ya da bestecilerin eserlerin çalınmaması tartışılıyor. Dünyadaki yasakcı zihniyet son 80-90 yılda hiç değişmemiş gibi gözüküyor.
Consertgebouw Orkestrası kurulduktan sonra sürekli konserler vererek günümüze gelmiş. 1888’den günümüze Strauss, Debussy, Stravisky, Bartok, Rahmaninov ve Prokovyev, Amsterdam’a gelip kimi zaman bu orkestranın şefliğini yaparak eserlerinin icra edilmesinde hazır bulunmuş. Bu müthiş müzik tarihinin unutulmaması için, bu ünlü bestecilerin isimleri büyük salonda balkonların altındaki özel bölümlere büyük harflerle yazılmış. Konser izlerken bu büyülü atmosferde geçmişe gidiyorsunuz...
SARACOĞLU’NU HATIRLAMAK
Consertgebouw Orkestrası, tüm üyelerini her zaman hatırlamak, onlara bu güzel atmosfere katkıda bulundukları için şükranlarını sunmak için dev bir mermer kitlenin üzerine her birinin isimlerini kazımış. Bu listeye baktığınızda hemen gözünüze viyola ustası İmer Saracoğ-lu’nun da ismi çarpacak. Ankara Konservatuarı’nı bitirdikten sonra Amsterdam Konservatuarı’na Hollanda Devleti’nin bursuyla gelen Saracoğlu, birkaç yıl sonra, 1969’da Consertgebouw Orkestrasına seçilmiş. Saracoğlu, 1999’da yaş nedeniyle emekli oluncaya kadar 30 yıl boyunca bu senfoni orkestrasında, viyola grubunun bir elemanı ve solo viyola icracısı olarak yer almış.
TRT, NOS ve çeşitli yayın organları için defalarca söyleşiler yapmak için bir araya geldiğimiz İmer Saracoğlu, iki yıl önce ne yazık ki Corona’ya yakalanarak aramızdan ayrıldı. Saracoğlu, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde iki yıl oda müziği dersleri de vermişti.
Consertgebouworkest, Viyana ve Berlin Flarmoni ile birlikte dünyanın en iyi flarmoni orkestrası seçilmişti. Yolunuz Amsterdam’a düşerse, 25-50 Avro arasında değişen biletlerden birisini alarak o müthiş atmosferde, bu büyük orkestranın bir konserini izlemenizi öneririm. Pişman olmayacaksınız...
[email protected]
www.idrak34.com