Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) dış politika araştırmacısı Dr. Hacı Mehmet Boyraz, "Almanya'daki ırkçılık nedeniyle Türklerin başarıları görmezden gelindiği gibi sorunları da görmezden geliniyor. Bu konuda Alman enstitülerinin de doğrudan yaptığı çalışmalar var. Araştırmalar Türklere veya farklı etnisitedeki kişilere yönelik ön yargıyı açıkça gösteriyor." dedi.
Boyraz, AA muhabirine, editörlüğünü yaptığı nisanda okuyucuyla buluşan "60 Yılın Ardından Türkiye-Almanya İlişkileri ve Almanya'daki Türkler" kitabını ve Almanya'daki Türklerin maruz kaldığı ayrımcılığı anlattı.
Kitabın yazımına 16 araştırmacı ve akademisyenin katkıda bulunduğunu belirten Boyraz, "Almanya'da aşırı sağ gruplar söylem ve eylemde Türk ve Müslümanları hedef alıyor çünkü karşılaştıkları en büyük etnik ve dini grup Türkler ve Müslümanlar. Aşırı sağcılar için de 'Müslüman eşittir Türk' anlayışı söz konusu." diye konuştu.
Boyraz, Müslüman ve göçmen karşıtı Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi gibi siyasi oluşumların popülerliklerini artırabilmek için Türkiye karşıtlığını kullandığını kaydederek, "AfD milletvekilleri sıklıkla Türkiye karşıtlığı üzerinden oy kazanmak için Almanya'daki Türklerle ilgili Federal Meclis'e soru önergeleri veriyor ve bu sayede toplumunun Türkleri ötekileştirmesine öncülük ediyor. Türk karşıtlığını körüklüyor." görüşünü paylaştı.
Almanya'nın Hanau kentinde 19 Şubat 2020'de düzenlenen ırkçı terör saldırısını anımsatan Boyraz, "Ülkedeki aşırı sağın yükselişi, yalnızca parlamentoda değil sokakta ve toplumda da kendini gösteriyor ve durumun kamu düzenini ve güvenliğini tehdit edecek boyuta ulaştığına işaret ediyor." diye konuştu.
- "Almanya'daki kurumsal ırkçılık Türk gençliğinin eğitimine ve iş bulmasına engel oluyor"
Boyraz, Almanya'daki Türklerin, henüz çocuk yaşlarda, okul sıralarında ırkçılığa maruz kaldığının çeşitli raporlara ve çalışmalara yansıdığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Humboldt Üniversitesi bünyesindeki Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Enstitüsü ve Alman Vakıfları Bilirkişi Kurulu tarafından yapılan araştırma, Türk ve Arap kökenli öğrencilere, Alman öğrencilere göre daha az güvenildiğini ve bilinçli olarak yanlış yönlendirildiğini ortaya koydu. Çalışmada, Türk veya Arap kökenli öğrencilerin Alman öğrencilerle aynı puanları aldığı halde ayrımcılığa uğradığı belirtildi. Bu gerçekten çarpıcı çünkü liseye geçişte yapılan bu hamle, çocuğun daha iyi eğitim almasının uzun vadede önünü kapatan, yeteneğinden, becerisinden daha düşük okullara gitmesine neden olan ve hatta üniversite eğitiminden mahrum kalmasına yol açan bir yönlendirme."
Almanya'da Türklerin ve Müslümanların, eğitim gibi çalışma hayatında da ayrımcılığa uğradığına işaret eden Boyraz, "İstihdam Araştırmaları Enstitüsünün Bohn kentinde yaptığı araştırmada, bir firmaya 1500 Alman ve Türk'ün öz geçmişi gönderiliyor. Bu başvuruların geri dönüşleri karşılaştırıldığında, deneyimler ve beceriler benzer olmasına rağmen Türk isimli kişilere daha az rağbet edildiği ortaya çıkıyor." ifadesini kullandı.
- "Türklerin başarı hikayeleri 'Almanlaştırılıyor'"
Boyraz, Almanya'da son kuşak Türklerin dil öğrenip standartlarını yükseltmesine rağmen ayrımcılığa maruz kaldığını belirterek, "Almanya'nın entegrasyon diye sunduğu şey aslında dini ve kültürel asimilasyon projesi." görüşünü paylaştı.
Entegrasyon söyleminin ardında eski Almanya Başbakanı Angela Merkel döneminde sunulan "Avrupa-Almanya İslamı" çalışmalarının olduğuna işaret eden Boyraz, "Almanya'da etnik ve dini kimliklerinin zayıflatılması gibi bir beklenti var. Avrupa İslamı'nın parçası olarak 'Alman İslamı' adıyla bilinen proje bunun örneği. Alman İslamı kisvesi altında başta Türkler olmak üzere Almanya'daki tüm etnik grupların inançlarının dönüştürülmesi amaçlanıyor." değerlendirmesini yaptı.
Boyraz, Alman toplumuna sirayet eden Türk ve Müslüman toplumuna karşı ayrımcılığa ilişkin, "Almanya'daki ırkçılık nedeniyle Türklerin başarıları görmezden gelindiği gibi sorunları da görmezden geliniyor. Bu konuda Alman enstitülerinin de doğrudan yaptığı çalışmalar var. Araştırmalar Türklere veya farklı etnisitedeki kişilere yönelik ön yargıyı açıkça gösteriyor." dedi.
Özellikle Türk toplumu içinden çıkan başarı hikayelerinin Almanlaştırıldığını, Alman karakterinden sıyrılmaya çalışanların ise hedef haline getirildiğini dile getiren Boyraz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Almanya'daki Türk toplumu ve bu toplumun başarıları görmezden geliniyor. Bunun Mesut Özil gibi istisnaları olabiliyor. Bu gibi isimleri isteseler de inkar edemiyorlar fakat bu kişilerin başarı hikayeleri anlatılırken Türklükleri değil, Alman toplumuna entegre oldukları vurgulanıyor. Bu da aslında Türklerin başarılarının görmezden gelinmesine yönelik bir niyetin göstergesi. Mesut Özil her zaman övüldü, sevildi fakat ne zaman ki Almanya'nın hassas noktasına dokundu, bir anda medyanın öfkesi ve saygısız bir dille karşılaştı. Almanya'da Türk veya farklı etnik kökenle ne kadar başarılı olursanız olun sektör fark etmeksizin Alman devletinin istediği forma girmezseniz başarılarınızın üzeri örtülmeye çalışılıyor."