Demir, teknolojinin yaşamı kolaylaştırmak ve konfor alanı yaratmak amacıyla geliştirildiğini belirtti. Yapı teknolojilerinin özellikle yangına karşı alınan önlemler konusunda ileri seviyede olduğunu anlatan Demir,” yalnızca depreme dayanıklı binalar yapmaya değil, teknolojiye uygun ve bir yapının içinde gerçekleşebilecek her riske karşı tedbir alınmış bir yapılaşma anlayışına kavuşmamız gerekiyor.” dedi.
YANGIN RİSKLERİNİ ÖNCEDEN BELİRLİYOR
Tamer Demir “Yeni nesil akıllı yangın dedektörleri, sadece dumanı algılamakla kalmıyor, aynı zamanda sıcaklık değişikliklerini de analiz ederek yangın risklerini daha önceden belirleyebiliyor. Bu dedektörler, Wi-Fi veya Bluetooth bağlantısı ile ev sahiplerine anında bildirim gönderiyor ve hızlı müdahale imkanı sağlıyor. Geleneksel yangın söndürme sistemlerine ek olarak, akıllı sprinkler sistemleri de yaygınlaşıyor. Bu sistemler, sadece yangın algılandığında etkinleşerek gereksiz su tüketimini önlerken, yangının yayılmasını da minimize ediyor. Bazı modeller, ev sahiplerinin mobil uygulamalar aracılığıyla uzaktan kontrol edebilmesine olanak tanıyor” dedi.
Tamer Demir, “Bu da yangının büyümeden kontrol altına alınmasını ya da binanın hızlı tahliye edilmesini sağlıyor. Bolu’daki faciada erken bildirim olsaydı bu kadar insanımız hayatını kaybetmeyecekti.” İfadelerini kullandı.
AKILLI EV ENTEGRASYONU
Akıllı ev ekosistemine entegre edilebilen yangın güvenlik sistemlerinin, evdeki diğer akıllı cihazlarla senkronize olarak çalışabildiğini aktaran Tamer Demir “Yangın algılandığında kapıları otomatik olarak açan, gaz ve elektrik akışını kesen sistemler, can ve mal güvenliğini en yüksek seviyeye çıkarıyor. Akıllı ev teknolojileri, yangın güvenliğini yeni bir seviyeye taşıyor. Yangının erken tespit edilmesi, otomatik müdahale sistemleri ve uzaktan kontrol imkanları, evleri daha güvenli hale getiriyor. Gelişen bu teknolojiler, yangın risklerini minimuma indirirken, can ve mal kayıplarını önlemede büyük bir rol oynuyor” diyerek sözlerini noktaladı.