Western filmlerini hatırlayın: çölde susuz kalmış bir kovboy yürürken onun ölmek üzere olduğunu anlayan akbabalar üzerinde daireler çizer. Zihinlerimize kazınmış bu görüntü pek çok popüler kültür ürününde karşımıza çıktığından dolayı akbabalar çoğumuz için korkutucu kuşlardır. Tabii bu korkutuculuğun bir başka nedeni de kel kafaları, uzun gagaları ve kambur duruşlarıdır.
Akbabaların ölümle ilişkilendiriliyor olmalarının temel nedeni leş yiyici olmalarıdır. Onları bir belgeselde ne zaman görsek ölü bir hayvan didikleri için çok da sevimli gelmemeleri normal. Zaten onların amacı da sevimli olmak değil, hayatta kalmak. Vahşi doğada pek çok olumsuz koşula rağmen güçlü bir şekilde hayatta kalan akbabalar, bu güçlü iradelerini aslında sahip oldukları benzersiz özelliklere borçlular.
Akbabalar hakkında bilgiler:
Türkiye dahil dünyanın farklı yerlerinde yaşayan onlarca akbaba türü var.Akbabalar sadece leş yer.Mide asitleri bir kemiği bile parçalayabilir.Akbabaları tehdit ederseniz size saldırmazlar, midenizi bulandırırlar.İdrar yapma şekilleri kullanışlı ama biraz garip.Etrafta bir ölü varsa akbaba bunu bilir.Akbabalar neredeyse tamamen sessiz kuşlardır.Yakında ortada akbaba falan kalmayacak.Türkiye dahil dünyanın farklı yerlerinde yaşayan onlarca akbaba türü var:
Akbabalar iki temel başlıkta değerlendirilir: Eski Dünya Akbabaları ve Yeni Dünya Akbabaları. Eski Dünya Akbabaları; Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarında yaşayan 16 türden oluşur ve Accipitridae familyasına aittir. Yeni Dünya Akbabaları ise Amerika kıtasında yaşayan 7 türden oluşur ve Cathartidae familyasına aittir. Akbaba olarak adlandırılsalar bile iki dünyanın akbabaları tam olarak akraba değildir, yalnızca benzer özellikler taşırlar. Ülkemizde İç Anadolu bölgesinde yaşayan akbabalar ise Kara Akbaba olarak adlandırılırlar.
Akbabalar sadece leş yer:
Doğada yaşayan pek çok canlı leş yer, mesela sırtlanlar. Fakat akbabalar yalnızca leş yemektedirler. Nadir de olsa yaralı hayvanları avlarlar ama beslenme düzenleri leş yani daha önce ölmüş hayvanları yemek üzerine kuruludur. Bu özellikleri nedeniyle akbabalar, karada yaşayan tek omurgalı leş yiyici olarak anılırlar. Karada yaşayan başka leş yiyiciler kurt sinekleri ve oyun böcekleridir ama onlar omurgasızdır.
Mide asitleri bir kemiği bile parçalayabilir:
‘Leş yesin tabii afiyet olsun bize ne ama nasıl oluyor da çürüyen ette bulunan bakteri akbabaları hasta etmiyor?’ diyorsanız cevap mide asidinde gizli. Akbabaların midesinde üretilen asit, 1.0 pH değeri ile dünyadaki hayvanlar arasındaki en düşük pH değerine sahiptir. Bunun anlamı, akbabanın mide asidinin çok asidik olmasıdır. Bu asit tüm bakterileri yok eder. Fakat bu asit aynı zamanda mideyi kendi kendine yok edecek seviyede aşındırıcı olduğu için akbabalar ara sıra kemik yutar. Böylece asit mideye zarar vermeden başka şeylerle ilgilenir.
Akbabaları tehdit ederseniz size saldırmazlar, midenizi bulandırırlar:
Birinin kustuğunu gördüğü zaman midesi bulananlardansanız akbabalardan uzak durmanız en iyisi. Çünkü bir akbaba kendini tehdit altında hissettiği zaman saldırmak yerine olduğu yere kusar. Bunun amacı, yükü hafifleterek çok daha hızlı bir şekilde yükselip çok daha hızlı bir şekilde uçmaktır. Akbabaların leş yediğini düşünürsek ortaya çıkan şeyin epey mide bulandırıcı olmasının yanı sıra olası bir avcı için dikkat dağıtıcı olduğu da açık.
İdrar yapma şekilleri kullanışlı ama biraz garip:
Kuşların nasıl idrar yaptığını hepimiz az çok biliyoruz ama konu akbabalar ise bildiklerinizi unutun. Çünkü onlar, ürohidroz adı verilen bir süreç ile bacaklarını boydan boya ıslatacak şekilde idrar yaparlar. Nedeni basit: akbabalar sürekli leşler arasında gezerler ve özellikle bacakları leşlerden bakteri kapar. Mide asidi midedeki bakteriyi öldürürken idrar da bacaktaki bakterileri öldürür. Bacağa yapılan idrar aynı zamanda yaşadıkları kurak iklimlerde serin kalmalarını sağlar.
Sıcak demişken akbabaların evrimsel olarak kazandıkları başka bir beceriden daha bahsedelim. Akbabalara korkutucu bir görüntü veren kel kafalarının nedeni de sıcaktan korunmaktır. 40 derecenin üzerindeki Afrika ülkelerinde bile bu sayede hayatta kalan akbabalar, şöyle bir kafalarını uzatıp kanatlarını açtıkları anda vücut ısılarının büyük bir bölümünü kaybederek serin serin oturmaya devam ederler.
Etrafta bir ölü varsa akbaba bunu bilir:
Elbette bunu içine doğan mistik bir güç sayesinde bilmiyor. Akbaba için ölü demek, yemek demektir. Akbabalar, dünyada bilinen en güçlü koku duyusuna sahip kuşlardır ve bir leşin kokusunu neredeyse iki kilometre öteden alırlar. Yeni Dünya Akbabaları, Eski Dünya Akbabalarına göre çok daha güçlü bir koku alma duyusuna sahiptir. Öyle ki Hindi Akbabasının duyu organı, diğer akbabalara göre dört kat daha büyüktür.
Eski Dünya Akbabaları bu konuda evrimsel olarak başka bir becerilerini geliştirmişlerdir. Onlar, çok iyi görürler. Açık bir habitat ortamında yaşadıkları için şöyle bir yükselip de etrafta bir tur attıkları zaman kim ölü, kim yaralı hemen görürler ve yavaşça yanına inerek karınlarını doyururlar.
Akbabalar neredeyse tamamen sessiz kuşlardır:
Tabii hepsi değil. Bazı akbaba türleri bildiğimiz kuş cıvıltıları gibi olmasa bile bazı sesler çıkarırlar. Ancak Yeni Dünya Akbabalarının ses üretmek için kullandıkları sirenk organı gırtlakta değil, nefes borusunun altında olduğu için neredeyse tamamen sessizdiler. Yine de biraz yaklaşıp kulak verirseniz bazı tıslama ve homurtu benzeri sesler duyabilirsiniz.
Yakında ortada akbaba falan kalmayacak:
Şaşırmadık değil mi? Bilinen 23 akbaba türünün yarısından fazlası tehlike altında, dört tanesi ise kritik yok olma noktasında. Ruppell Akbabası olarak bilinen bir türden dünyada yalnızca 22 bin tane kaldığı düşünülüyor. Siz bu satırları okurken belki daha da azalmıştır. Akbabaların bir kısmı kaçak avcılar tarafından avlanıyor, bir kısmı kaçak avcılar tarafından zehirlenen hayvanların leşlerini yiyerek zehirleniyor, bir kısmı ise vahşi doğada olmasına rağmen her nedense bir veteriner tarafından ilaç verilen hayvanın leşini yediği için ilaçtan zehirleniyor. Akbabalar azaldıkça ortada kalan leşlerin bakterileri etrafa yayılıyor ve tüm doğayı etkiliyor.
Kel kafası, kambur sırtı ve uzun gagası ile popüler kültürde her zaman ölümle ilişkilendirilen akbabalar hakkında bazılarını ilk kez duyduğunuz ilginç bilgilerden bahsettik. Kendi halinde takılıp leş yiyen hayvana bile zarar verdik ya ne diyelim.