ATA İttifakı cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere giren Sinan Oğan, ikinci tur seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceğini açıkladı. Sinan Oğan'ın bu kararından hemen önce dağılan ATA İttifakı bileşenlerinden Adalet Partisi ve Zafer Partisi ikinci turda Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini açıkladı.
"OĞAN YATIRIMINI YAPTI"
Sinan Oğan'ın Cumhur İttifakı'na destek vermesini yorumlayan Fatih Yaşlı, "Sinan Oğan'a muhtemelen AKP yeniden bir hükümet kurarsa birtakım görevler verilecektir. Erdoğan rejimine bağlı ama aynı zamanda devlet içerisinde kendine göre bir özerkliği olan bir güç alanına kavuşacaktır. Oğan şimdilik yatırımını buraya yaptı" dedi.
Bugün yapılan ortak basın açıklamasında Kılıçdaroğlu ile kameralar karşısına geçen Ümit Özdağ, Zafer Partisi olarak ikinci turda Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladı. Özdağ, açıklamadan saatler önce sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda suriyelileri "İçişleri Bakanı olarak" yollayacağını söyledi. Bu açıklamanın ardından, Kılıçdaroğlu'nun Ümit Özdağ'a İçişleri Bakanlığı teklif etmiş olabileceğine ilişkin tartışmalar başladı.
ÜMİT ÖZDAĞ'A İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MI TEKLİF EDİLDİ?
Fatih Yaşlı Ümit Özdağ'ın açıklamalarını şu sözlerle değerlendirdi:
"Bazı önemli CHP'li isimler, seçimden sonra bakanlık bekledikleri için milletvekilliğine aday olmamışlardı. İçişleri Bakanlığı için Engin Özkoç'un adı geçiyordu. Yıllardır İçişleri Bakanlığı'nın hep sağcılar tarafından yönetilmesi sebebiyle bu kez seçim kazanılırsa CHP'li bir ismin yönetmesi konuşuluyordu. Öte yandan İYİ Parti daha önce İçişleri Bakanlığı yapmış bir liderin partisi ve oyu 9,75. Zafer Partisi'nin oyu iki civarında. Bakanlıklar oy oranları baz alınarak dağıtılacaksa, Ümit Özdağ'ın İçişleri Bakanı olması biraz garip olur."
"KÜRT OYLARINI KAYBETME RİSKİ VAR"
Kemal Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ arasında imzalanan protokol metnini eleştiren Yaşlı, "Protokol metninin dördüncü maddesinde görüyoruz, her ne kadar yargı süreci istense de kayyum atanması sürecinin devam edebileceği anlamı çıkıyor. Bunun kürt seçmende nasıl yankı bulacağını yakında göreceğiz. Kürt hareketinin içinden bazı isimlerden de açıklamalar gelecektir. Yüzde 1-2'lik oyu alacağız diye, Kılıçdaroğlu'na yekpare biçimde doğu illerinde oy vermiş seçmeni kaybetme riski var" ifadelerini kullandı.
Seçimlere çok az kaldığını vurgulayan Yaşlı, "Seçime dört gün kalmış, biz on gündür Oğan ve Özdağ ikilisinin nereye gideceğini, hangi tarafa destek vereceğini konuşuyoruz. Sandık güvenliği konuşuldu ancak henüz-ki geç kalındı- kitleyi yeniden ayağa kaldıracak, coşturacak bir siyasal strateji izlenmedi. Seçim öncesi izlenen pozitif kampanya bir anda değiştirildi, bunun bu kadar kısa sürede etkili olacağını sanmıyorum. Sandığa gitmeyen sekiz milyon seçmenin neden sandığa gitmediğine dair muhalefetin elinde sosyolojik bir veri muhtemelen yok. Bu insanların neden sandığa gitmediğini bilmiyorsanız, o insanları sandığa gönderemezsiniz" yorumunda bulundu.
"İLETİŞİM BAŞKANLIĞI YALANI GERÇEKMİŞ GİBİ GÖSTERMEK İÇİN KURULDU"
Recep Tayyip Erdoğan, miting alanında PKK elebaşı Murat Karayılan, CHP seçim videosuna dahilmiş gibi montajlanan görüntüleri izletmişti. CHP'li Muharrem Erkek son yaptığı açıklamada konuya dair hukuki işlemleri başlattıklarını belirtmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı bir canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, söz konusu videonun montaj olduğunu itiraf etti. Abdülkadir Selvi'nin sorusunu yanıtlayan Erdoğan, "Ama montaj ama şu ama bu, güzel işte" dedi. Erdoğan'ın ardından Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da yaptıkları açıklamalarda söz konusu videonun montaj olduğunu reddetmedi.
Montaj videolarının kara propaganda için kullanılmasına dair Fatih Yaşlı sert konuştu:
"Yalan, sosyal medyanın ve iletişim araçlarının da gelişmesi sebebiyle çok çabuk yayılıyor. Sonra o yalana dair gerçekler ortaya çıksa bile o yalanın yarattığı etkiye yaklaşamıyor. İktidar bunu çok iyi kullanıyor. Bir yalan biçimi yarattılar, ne yapıyorlarsa tam antitezini iddia ediyorlar. Aslında muhalefetin kutuplaştırıcı olduğunu, sanatçılar üzerinde baskı kurduğunu söylüyorlar. Hatta sırf muhalefetin sürekli yalan söylediği yalanını söylemek için Dezenformasyon Başkanlığı kurdular. Kendi yalanlarının doğru olduğunu, muhalefetin doğrularının ise yalan olduğunu söyleyen bir mekanizma var, İletişim Başkanlığı'nın tam görevi budur. Montaj meselesi tüm bunların zirve noktası. Seçime kadar inkara devam etselerdi 'Zaten yalan söylüyorlar' derdik. Montaj olduğunu inkar etmemeleri ile yeni bir seviyeye geçilmiş oldu. Yani 'Montajsa montaj ne var bunda' diyor. Ya siz bu videoyu 'Gençler de böyle bir video hazırlamış' diyerek izletmediniz ki! Gerçekmiş gibi izlettiniz. Abdulkadir Selvi meslek hayatında ilk kez galiba gazetecilik yaptı o da yanlışlıkla oldu. Erdoğan da ağzından kaçırdı, öyle olmasaydı bu yalan devam edecekti. Şimdi de İbrahim Kalın, Murat Kurum toparlamaya çalışıyor. Aynı şeyi muhalefet yapsaydı acaba neler olurdu?"
KILIÇDAROĞLU'NDAN MİLYONLUK DAVA!
CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek söz konusu video için harekete geçmiş hukuki işlemleri başlatmıştı. Erdoğan'ın da canlı yayında videonun montaj olduğunu kabul etmesinin ardından, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 1 milyon TL'lik montaj davası açtığını duyurdu.