Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde lise öğrencisinin arkadaşları tarafından darbedildiği görüntülerini 'akran zorbalığı' olarak tanımlayan Doç. Dr. Okan Bilgin, sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde bu sorunun olduğunu söyledi.
Akran zorbalığıyla saldırgan davranışın ayrımının yapılması gerektiğini ifade eden Bilgin, akran zorbalığını güçlünün güçsüzü ezdiği, 'sistematik olarak gücün kötüye kullanılması' şeklinde tanımladı.
Çalışmaların, akran zorbalığının çoğunun fark edilmediğini gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Bilgin, şu ifadeleri kullandı:
"Fiziksel olanlar ya da kameraya çekilmesi lazım ya da çocuğun gömleği yırtılacak, üstüne başına bir şey olacak ki aile veya öğretmen fark etsin. Nasıl fark edildiğinden önce akran zorbalığını bir tek fiziksel olarak ele alıyoruz. Akran zorbalığının fiziksel, konuşmaya dayalı, duygusal ve siber şekilleri var. Vurma kırmalar fiziksel boyutu, alay edip lakap takmalar sözel boyutu, oyun dışına bırakma, dışlama gibi duygusal boyutu var.Bir de sosyal medyadan sahte hesaplar açıp paylaşımlarla mesajla tehdit edip siber boyutu var. Fiziksel boyut tespit edilebilse de zorbalığın diğer boyutlarının tespit edilmesi çok zor. Bu noktada hem aile hem öğretmenin iyi bir gözlemci olması lazım. Çocuk çabuk öfkeleniyorsa, uygun olmayan ortamlarda dürtüsel davranışlar sergiliyorsa, farklı ortamlarda okulda, evde, mahallede bir saldırgan davranış eğilimleri varsa, karşı gelme davranışı varsa, biz burada zorba davranış olabileceğinden şüphelenebiliriz."'ERKEKLERİN FİZİKSEL, KIZLARIN PSİKOLOJİK ZORBALIK'
Milli Eğitim'in akran zorbalığına karşı hazırladığı içerikler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Bilgin, "Rehber öğretmenler de bunları uyguluyorlar ama herkesi tespit edip müdahale etmek kolay değil. İşe aile eğitimleriyle başlamak lazım. Bu çocuklar okula gelene kadar aile ortamları kişiliği şekillendirici, ilk 6 yıl çok önemli. Dünya genelinde her 5 çocuktan 1'i zorbalığa maruz kalıyor. Bir de sanki sadece liselerde bu durum oluyor gibi bir algı da var ve hep erkek çocuklar yapıyormuş gibi. Kesinlikle kız ve erkekler eşit bir şekilde bundan mustarip ama erkeklerinki daha çok fiziksel, kızlarınki psikolojik zorbalık şeklinde görülüyor. O yüzden kızlarınki ön planda olmuyor. Zorba davranışlar, okul öncesi dönemden başlıyor. Zirveyi ortaokul ve lise başlarında yapıyor. İstatistikler lise son sınıfa doğru bu davranışların azalmaya başladığını üniversitede de en aza indiğini gösteriyor. Bütün eğitim kademelerinde bu zorbalık davranışlarının yaşandığını söyleyebiliriz" diye konuştu.
Zorbalık davranışı oluştuktan sonra çalışmaların yapıldığını ancak önleyici faaliyetlerin önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bilgin, şöyle konuştu:
"Evde, mahallede saldırgan davranış çocuğumuzda gözlemliyorsak risk teşkil eden bir durum. Sürekli bir karşı gelme, öğretmene, anne babaya karşı tavırlar, farklı olana karşı bir tahammülsüzlüğü ve çabuk öfkelenme durumu varsa zorbalık için potansiyelden bahsedebiliriz. Zorbalığın altında da kendini üstün görme, gösterme çabası yatıyor. Aileler bu noktada kesinlikle empati becerisini arttıracaklar. Cezalandırmadan, eleştirmeden, yargılamadan konuşacaklar ve iyi bir gözlemci olacaklar. Ailenin şüpheleri devam ederse iyi bir gözlem yaptıktan sonra okulda psikolojik danışmanından destek alabilir."
'ÇOCUKTAKİ DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİNİ İYİ GÖZLEMLEMİZ GEREKİYOR'
Doç. Dr. Bilgin, akran zorbalığının nasıl anlaşılabileceğini ise şöyle açıkladı:
"Çocuğun zorbalığa maruz kaldığını okula gitmeme isteğinden anlayabiliriz. İkincisi sebepsiz ağlama krizleri, üçüncüsü psikolojinin bedene yansıması; baş ağrısı, mide bulantısı gibi olabilir, çocuk içe kapanabilir, eskiden keyif aldığı aktivitelerde bulunmama isteği olabilir. Duygusal belirtiler olabilir. Çocuktaki davranış değişikliklerini iyi gözlemlememiz gerekiyor. Ailelere, öğretmenlere ve idareye görevler düşüyor.Öncelikle önleyici çalışmalar, zorbalığın olmasını, mağdur olmayı beklemeden bununla ilgili okullarda farkındalık çalışmaları düzenlenmesi gerekiyor. Tespit edildikten sonra çocuğa fiziksel cezalar vermek çözüm değil. Kurban çocuk ile zorbalık yapan çocuğa yapılacak çalışmalar farklı olsa da ortak olarak duygu konusunda çalışmalar yapmak lazım. Çocuğun empati becerisini, iletişim becerisini geliştirmek ve öz güven üzerine çalışmalar yapmamız gerekiyor.Aileden ve okuldan sert duruş bekliyoruz. Kesinlikle taviz vermeme, alttan almama, ciddi kural ve yaptırımlar koymalarını bekliyoruz. Burada kesinlikle fiziksel bir cezadan bahsetmiyorum ama katı kurallar koyulması gerekiyor. Çocuklarla eleştirmeden yargılamadan iletişim kurması gerekiyor."