20-21 Aralık tarihlerinde Orta Asya Medya Forumu Kazakistan'ın başşehrinde ilk kez toplandı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, forumun açılışında yaptığı konuşmada medyanın önemine dikkat çekerek, "Hükûmetler özgür medyadan korkmamalıdır. Özgür bir medya, gerçek için savaşacak ve gücü hesap verebilir hâle getirecektir." ifadelerini kullandı.
"Medya, ülkelerin rejim türü ne olursa olsun, hükümetleri ve toplumları daha şeffaf ve hesap verebilir olmaya zorluyor. Bu durum, medyayı iyi yönetişimin sağlanmasında kritik bir sektör ve aktör haline getiriyor." görüşünü savunan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Hükümetler tüm enerjilerini güvenlik sorunlarına harcamak yerine, kaynaklarını vatandaşlarının yararına, refahına ve yaşam standartlarının iyileştirilmesine daha fazla tahsis edebilecektir." dedi. Abdullah Gül'ün medya üzerine yaptığı konuşmadan satır başları şöyle:
Küresel düzeyde hesap verebilirlik
Dünyamızın içinden geçmekte olduğu bu tektonik değişim, aslında bagajında bir mesajla birlikte bize geldi. Bu mesaj oldukça net. Yaşadığımız yeni dönem, hem içişlerinin hem de uluslararası ilişkilerin sofistike bir şekilde yürütülmesini gerektiriyor. Yaşanan bu değişimde, yalnızca ulusal düzeyde değil, küresel düzeyde de daha hesap verebilir, şeffaf, iş birliğine hazırlıklı ve esnek olunması gerekiyor.
İzleme ve takip etme gücü arttı
Bu çerçevede kendi başına bir güç olarak değerlendirilmesi gereken medya önemli bir rol üstleniyor. Son dönemdeki dijital dönüşümle daha da güç kazanan enformasyon çağında, hepimiz her türlü bilgiye ulaşabiliyoruz. Aynı zamanda, dijital ortam bize bir nevi izleme ve takip etme gücü sağladı. Sonuç olarak, hızlı bir şekilde neler olup bittiğini öğrenebiliyor ve olumlu gelişmeleri takdir edebiliyoruz. Ya da doğru yönde olmayanlara tepkimizi hızlıca gösterebiliyoruz. Böylece, her birey, dünya siyasetine ilişkin görüşlerini ifade edebilen ve bu yolla yaşanan gelişmeleri izleyebilen birer dünya vatandaşına dönüştü.
Yeni medyanın etkisiyle hızla yayılıyor
Medya günümüzde ayna etkisini de arttırmıştır. Çünkü yeni medyanın imkanlarıyla birlikte ulusal düzeydeki her gelişme doğrudan dış dünyaya yansıyor. Sonuç olarak, ifade özgürlüğü üzerinde herhangi bir baskı olsa da olmasa da ülkelere yönelik gerçek tablo rahatlıkla görülebiliyor. Dolayısıyla, dışarıdan bir şey saklamak artık imkansız. Yeni medya teknolojileri, ülkelerin röntgenini çekmemize ve gerçekleri keşfetmemize yardımcı oluyor. Bu durum,aynı zamanda bir ülkenin imaj oluşumunda da önemli bir rol oynuyor. Böylece medya, ülkelerin rejim türü ne olursa olsun, hükümetleri ve toplumları daha şeffaf ve hesap verebilir olmaya zorluyor. Bu durum, medyayı iyi yönetişimin sağlanmasında kritik bir sektör ve aktör haline getiriyor.
Medya ile iyi yönetişim yakından ilişkili
Medya ve iyi yönetişim aslında birbiriyle yakında ilişkili ve kesişim noktaları bulunan iki kavram. İyi yönetişim, katılım, hukukun üstünlüğü, demokratik değerler, yanıt verebilirlik, hesap verebilirlik, şeffaflık, eşitlik ve kapsayıcılık gibi değerlerle alakalıdır. Bu değerlerin her biri, vatandaşların kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlarını anlamayı ve bunları ele almak için doğru araç setini geliştirmeyi içeriyor.
Hükümetler tüm enerjilerini güvenlik sorunlarına harcamak yerine...
Fırsat eşitliğini ve eşit gelir dağılımını sağlamak iyi yönetişimin olmazsa olmazıdır. Böylesine eşit bir muamelenin somut sonuçlarını elde edebilen toplumlar daha dayanıklı hale gelebilir. Böyle bir politika, her türlü çatışmanın barışçıl yollarla çözülmesi için geniş bir alan sağlayacaktır. Böyle bir senaryoda, hükümetler tüm enerjilerini güvenlik sorunlarına harcamak yerine, kaynaklarını vatandaşlarının yararına, refahına ve yaşam standartlarının iyileştirilmesine daha fazla tahsis edebilecektir.
Medya, toplumları yanıltmak yerine aydınlatmalı
Medya kesinlikle insanların sesidir ve kendi içinde çift yönlü bir role sahiptir. Medya bir yandan, insanların ihtiyaçlarını yansıtan reformlar için çağrıda bulunabilir. Öte yandan, reform paketlerinin hayata geçmesinin izleyicisi olabilir. Bu çift rolle birlikte, medyanın, şu anda kamu yönetimine temel bir meydan okuma oluşturan herhangi bir dezenformasyon girişiminden de kendisini uzak tutması, arındırması gerekiyor.Bu nedenle, medya, toplumları yanıltmak yerine aydınlatmalıdır. Medya, “nefret söylemi” ile ilişkili olmamalı, diyaloğa öncelik veren eğitici bir role sahip olmalıdır.
Yapay zeka ve büyük veri ile medya, bir sürü yenilikçi teknolojiden yararlanmaktadır. Fakat bu teknolojilerin tehlikeli yanları da bulunmaktadır. Bu nedenle, bu tür teknolojiler, herhangi bir suç eylemi veya siber güvenlik ihlali için değil toplum yararı için kullanılmalıdır.
Hükümetler özgür medyadan korkmamalı
Ayrıca, sosyal medya platformlarında kasıtlı olarak çatışma ve düşmanlık yaratmaya çalışan ve dezenformasyona neden olan trollere yer olmamalıdır. Öte yandan, hükümetler özgür medyadan korkmamalıdır. Özgür bir medya, gerçek için savaşacak ve gücü hesap verebilir hale getirecektir. Hükümetlerin yanlış yönlere gitmesini engelleyecektir. Bu nedenle özgür medya, iyi yönetişimin hayati bir gereğidir.
Tüm bu fikir ışığında, dünya siyasetinde jeopolitik önemini yeniden kazanan Orta Asya ülkelerinin özgür dünya ile uyum sağlayacak sağlam ve güçlü bir medyaya ihtiyacı bulunuyor. Bu sadece bugüne değil, geleceğe de hazırlanmamızı sağlayacaktır. Aynı zamanda, bu bize dünyaya seslenmek ve sesimizi daha iyi duyurmak için daha fazla güç verecektir. Bölgemizdeki gelişmelerle ilgili doğru bilgi akışı büyük önem taşımaktadır. Bunun için medya kuruluşlarımızı gerekli teknolojik imkanlarla ve doğru içeriklerle donatmamız gerekiyor. İlaveten, medya temsilcileri arasında bilgi ve iyi uygulama alışverişi için platformlar kurmamız gerekiyor. Bu bağlamda, kapasite geliştirme programlarının yürütülmesi önem arzediyor. Günün sonunda, medyamızın ortak bir platformla güçlendirilmesi, bireysel çabalarımızı birleştirecek ve bölge olarak markalaşmamıza kesinlikle katkıda bulunacaktır.