18 Mart’ta Dünya’ya iniş yapan iki astronot, dile kolay, tam 9 ay boyunca uzayda neler yaşadı?
Uzayda kaldıkları 286 gün, bilim için yüzden fazla deneye de bakın nasıl imza atmışlar…
ISS’de tam 286 gün kalan Williams ve Wilmore, 150’den fazla deney gerçekleştirdi.
Astronotların ilk hedeflerinden biri, gelecekteki Ay ve Mars görevlerinde kendi gıdalarını yetiştirebilmesi için önemli olan uzay tarımı çalışmalarıydı. Mikro gravitede bitki yetiştirmenin sırlarını araştırdıkları "Bitki Su Yönetimi" projesinde, köklere su iletmek için hidroponik sistemler ve yüzey gerilimi tekniklerini test ettiler.
Ayrıca Astrobee adlı otonom robotlarla çalışarak, uzay istasyonunun içinde haritalama ve bakım yapmayı da denediler. Bu robotlar da gelecekte astronotların iş yükünü azaltmak için tasarlandı.
ISS, sanılanın aksine sürekli bakım isteyen bir makine.
Biz onu, dev bir yörünge laboratuvarı olarak görsek de o aynı zamanda, devamlı olarak bakımının yapılması gereken bir makine. Williams ve Wilmore bu süreçte, rutin sistem kontrolleri, arıza onarımları ve uzay yürüyüşleri yaparak istasyonun işleyişini sürdürdü.
Üstelik Suni Williams, dokuzuncu uzay yürüyüşünü gerçekleştirerek, en fazla uzay yürüyüşü yapan kadın astronot rekorunu da kırmış oldu.
Ayrıca ikili, ISS’in Veggie bitki yetiştirme sisteminin de bakımını yapt. Bu sistemle de sebze ve çiçek yetiştirmeye yönelik ışık, su ve besin kontrolünü denetlediler. Güneş panellerinin bakım ve dış ekipmanların değişimi gibi işleri de ihmal etmediler.
Sağlıklarını korumak için her gün 2 saat antrenman yaptılar.
Yerçekimsiz ortamda kas ve kemik kaybını önlemek için koşu bandı ve dirençli aletlerle çalışma da gerçekleştirdiler. Hayatta kalmak için bu rutinlere sadık kalan ikili, uzun görevin bedenlerini de çok etkilediğini vurguluyor. 9 ay boyunca gerçekleştirdiklerini anlattık ama belki de yaptıkları en önemli şey, uzayda uzun süre kalınca insan vücudunun nasıl etkilendiğini bizlere göstermek oldu.
18 Mart 2025’te, SpaceX’in Crew Dragon kapsülüyle Dünya’ya dönen Suni Williams ve Butch Wilmore, yüzlerinde yorgun bir tebessüm ve başarma hissini taşıyordu.
Uzay araştırmaları açısından da oldukça verimli geçen bu süreç, bilim dünyası için de yadsınamaz bir deneyim olduğunu söyleyebiliriz.
Kaynaklar: 1, 2, 3Astronotlarla ilgili diğer içeriklerimiz: