Eastland, 1902'de Michigan'da inşa edildi. 1903'te Kanada-Amerika Birleşik Devletleri sınırında bulunan birbirine bağlı 5 göl arasında yolcu ve kargo taşımacılığı yaparak sulardaki hayatına başladı. Sonraki yıllarda sahibi sürekli değişti ve tasarımında da değişiklikler yapıldı.
Bu değişikliklerin çoğu, geminin hızını artırmak ve yolcuların daha rahat etmesini sağlamak için yapıldı. 1900’lerin ilk yıllarında, sorunsuz geçen binlerce yolculuk gerçekleştirildi.
Bazı gezilerde büyük telaşa neden olacak olaylar da yaşandı.
Temmuz 1904’te, 3.000 kişinin olduğu sıradan bir yolculuk sırasında gemi yan yattı ve neredeyse alabora oluyordu. Benzer olaylar 1906 ve 1912’de de yaşandı. Her olaydan sonra geminin tasarımında değişiklikler yapıldı.
Ağırlık dağılımını ayarlamak için kamaralardan bazıları çıkarıldı. Geminin boyunun daha stabil halde olması için duman bacaları kısaltıldı. Aynı zamanda 3.000 kişilik kapasite 2.570’e düşürüldü. Yapılan bu değişiklilerin hepsi gemiyi daha dengeli hale getirmek içindi.
Ama sahibi değiştikçe yapılan değişiklikler geminin dengesini bozmaya başladı.
Örneğin 1914’te geminin güvertesine ağır bir beton zemin eklendi. Ardından Titanik battıktan sonra mevzuattaki değişiklikler nedeniyle daha fazla cankurtaran botu, sal ve can yelekleri de geminin üst kısmına yerleştirildi.
Tüm bunların sonucunda dengesi bozulmuş, oldukça ağır bir gemi ortaya çıktı. 1915'te Eastland, Saint Joseph ve Chicago Steamship Company'nin elindeydi ve çoğunlukla çeşitli yerlere geziler yapmak için kullanılıyordu.
24 Temmuz 1915'te, diğer birkaç benzer gemiyle birlikte Western Electric Company'nin özel kullanımı için kiralandı.
Şirket, Michigan’daki bir parkta düzenlediği piknik için çalışanlarını gemiyle götürecekti. Bir işçinin tatil ya da herhangi bir yere seyahat yapmak için doğru düzgün vakti olmuyordu. Bu etkinlik onlar için bulunmaz bir nimetti. Ancak işçiler dahil hiç kimse kapkara bir günün onları beklediğini bilmiyordu.
İşçiler ve aileler büyük bir kalabalık halinde sabah 06:30 civarı limana geldiler ve yavaş yavaş Eastland’e binmeye başladılar. Yarım saat içinde 2.570 kişilik kapasiteye sahip gemi tamamen doldu.
Güvertede bulunan insanların çoğu, hafiften çiselemeye başlayan yağmurdan korunmak için güvertenin altına indi. Diğerleri ise manzaranın tadını çıkarıyordu.
Geminin sahipleri, ön yemek odasının kabin seviyesindeki eski döşemesini kaldırıp yerine 51 mm beton serdi. Üstüne bir de geminin kıç kısmına yeni bir beton tabaka ekleyerek geminin normalden 15-20 ton daha ağır olmasına sebep oldular.
Zaten cankurtaran botlarını, üst kısımdaki beton tabakayı ve yeni eklenen kısımları zor taşıyan gemi binlerce insanla dolunca yan yatmaya başladı. Mürettebat bu durumu hemen fark etti ve dengeyi sağlamak için balast tanklarına su pompaladılar. Ancak bu yöntem işe yaramadı.
Balast tankı, geminin tabanında bulunur. İçerisine balast adı verilen deniz suyunu alarak geminin dengelenmesini ve her yönden suya eşit miktarda batmasını sağlar.
Saat 07:30 civarı, Eastland iskeleye doğru yalpaladı ve ardından suya devrildi.
Geminin demirlediği su biraz sığdı ve derinliği 6 metre kadardı. Bu yüzden alabora olan gemi tamamen batmadı. Yan yatan kısmı yani geminin yarısı sular altında kaldı. Güvertede bulunan kişilerin çoğu, canlarını kurtarmak için suya atladı. Suyun üzerinde oldukları için bir şekilde kurtulma şansları vardı.
Ancak güverte altındakiler için durum oldukça farklıydı. Çünkü çoğu gemi yan yatarken, ağır mobilyalarla birlikte diğer yolcular tarafından ezildiler ve duvarla, üstlerine gelen şeylerin arasında kaldılar. Bir yanda suyla mücadele ederken bir yandan da çıkış yolu arıyorlardı.
Maalesef çoğunun çabası boşa gitti. Dakikalar içinde yüzlerce insan boğularak hayatını kaybetti.
Suyun yukarısında ise büyük bir hareketlilik vardı. Tekneler, kaza yapan geminin etrafındaki insanları sudan çıkarmak için yanaştı. Kıyıdakiler de hayatta kalanlar kurtarılmayı beklerken onların su üstünde kalmasını sağlamak için suya can simitleri atıyorlardı.
Geminin altında kalanlar için ise amatör ve profesyonel dalgıçlar birlikte çalıştı. Suyun dibinden tam 848 cansız beden çıkarıldı. Ölü sayısı, ABD tarihindeki en büyük felaketlerden biriydi. Günlerce cenazeler düzenlendi.
Felaketin ardından sadece bir değil yedi ayrı soruşturma başlatıldı.
Görülen davalar oldukça karışıktı ve yıllarca sürdü. Hatta o kadar uzun sürdü ki baş şüphelilerden biri olan Baş Mühendis Joseph Erickson, doğal sebeplerden hayatını kaybetti. Artık kendini savunamayacağı için gemideki balast tanklarını yanlış ayarlamakla suçlandı.
Bütün suç ölen mühendise yıkıldı. Bu nedenle hem Eastland’ın hem de Western Electric’in sahipleri herhangi bir ceza almadı. Evet, felaketin gerçekleşmesinde balast tanklarının ayarlanması olabilirdi ancak tek sebep bu değildi. Esas neden geminin dengesiz hale getirilmesiydi. Western Electric, felaket kurbanlarına ve hayatta olmayanların aile üyelerine toplam 100.000 dolar ödedi.
Yaşanan bu büyük felaketten sonra Eastland bir süre daha kullanılmaya devam etti.
Gemi daha da genişletildi ve Wilmette adıyla bir savaş gemisine dönüştürüldü. Gemi bir dönem ABD donanması için çalıştı, daha sonra Başkan Franklin D. Roosevelt’in deniz yolculuklarında kullanıldı. Felaketten 32 yıl sonra, 1947'ye kadar aralıksız çalıştı ve sonunda hurdaya ayrıldı.
Kaynaklar: Smithsonian Magazine, Fascinating Horror