Güçlendirilmiş parlamenter sistem için bir araya gelen altı muhalefet liderinin son buluşmasında “sistem değişikliği” ve “ekonomi” en önemli gündem maddeleri oldu.
6’lı masadaki liderlerin altıncı buluşması, önceki gün yapıldı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in ev sahipliğinde bir araya geldi.
‘NEDEN BAŞKANLIK’
Edinilen bilgiye göre, cumhurbaşkanlığı adaylığı için “Seçim takvimi belli olunca açıklanacak” görüşünü yineleyen liderler, şu değerlendirmeyi yaptı: “Cumhurbaşkanlığı adaylığından çok daha önemli olan konu güçlendirilmiş parlamenter sistemdir. Türkiye böyle kötü bir yönetimi hak etmiyor. Nüfusun yarısı derin bir yoksullukla karşı karşıya ve toplumun en önemli gündemi ekonomi. Asgari ücretle milyonlar çalışıyor; emeklilerin, esnafın, işçilerin geçim sıkıntısı var. Gelir dağılımında adaletsizlik var. Bu sorunların kaynağı da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Bu nedenle sistem değişirse ekonomi de düzelir.”
Toplantıda, “Cumhurbaşkanı adaylığı için bir ismin konuşulmadığı” aktarılırken yapılan açıklamada liderler aday için “Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana olan, demokrasi âşıklarının adayı olacaktır” tarifini yaptı.
RAPOR SUNACAKLAR
6’lı masanın bundan sonraki süreçte parti kurmaylarınca oluşturulan Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu ile Göç Komisyonu’nun çalışmalarına odaklanacağı da kaydedildi. Güçlendirilmiş parlamenter sistem temelinde anayasa değişikliği, Siyasi Partiler Yasası, Siyasi Ahlak Yasası gibi konularda çalışan Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu’nun önümüzdeki günlerde liderlere bir ara rapor sunacağı belirtilirken, Göç Komisyonu’nun da perşembe günü ikinci toplantısını gerçekleştireceği öğrenildi.
MADIMAK VURGUSU
Liderlerin buluşmasının ardından ortak imzayla yayımladığı bildiride, 2 Temmuz 1993’teki Madımak katliamı anıldı. Bildiride konuya ilişkin “Bu vesileyle, bundan tam 29 yıl önce Madımak ve Başbağlar’da yitirdiğimiz vatandaşlarımızı bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, yaşananlardan ders çıkararak nice acı tecrübeleri yaşamamıza sebep olmuş bu siyaset anlayışını ve bu nefret dilini reddettiğimizi ve memleketimizde toplumsal barışı mutlaka tesis edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
‘HEDEFSİZLİĞİN ÖRNEĞİ’
Bildiride NATO zirvesine ilişkin de şunlar kaydedildi: “Türk dış politikasında kişisel tercihlere bağlı olarak yaşanan savrulma ve hedefsizliğin son örneği, Madrid Zirvesi’nde görülmüştür. Türkiye’nin haklı taleplerini somut güvencelere bağlamayan üçlü mutabakat metni, bir iç siyaset malzemesi olarak kullanılması dışında herhangi bir değer taşımamaktadır. Dış politikayı şahsi menfaatlere göre değil, milli menfaatlere göre yöneteceğiz. Türkiye’yi itibarı sarsılan değil sözü dinlenen, saygın ve bölgesinin en güçlü ülkesi yapacağız.”