Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, Milli Eğitim Bakanlığının son dönemde ölçme, değerlendirme ve izleme araştırmalarına ilişkin bilgiler aktardı.
Bu kapsamda, Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği'ni hazırladıklarını, sınavlarda açık uçlu soruların yöneltilmeye başlandığını, sınıflarda geri bildirimlerin ve analizlerin yapıldığını, 4 dil becerisinin ölçülmesine yönelik uygulamaların başlatıldığını, ilkokullarda öğrencilerin gelişiminin düzelmesi amacıyla sınavların kaldırıldığını, sürece dayalı ölçme ve gelişim dosyası düzenleme sisteminin getirildiğini, ortaokul karnelerinde sosyal ve duygusal gelişimlerine yer verildiğini dile getiren Yelkenci, ayrıca ulusal ve uluslararası düzeydeki izleme araştırmalarının takibi ve uygulamasını yaptıklarını anlattı.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli süreçlerinin 3 ayrı modülle izleneceğini bildiren Yelkenci, "Beceri örgüsü temelli bir program olarak tanımlıyoruz. Düşünme becerileri, alan becerileri, sosyal duygusal beceriler ve okuryazarlık becerilerinin aynı zamanda eğilimler ve değerlerle aralarında oluşturulan örgüyü kastediyoruz burada." dedi.
Yelkenci, ÖSYM Başkanı Ersoy'un da vurguladığı bir hususu kendi düşüncelerini de katarak sempozyum katılımcılarıyla paylaşmak istediğini belirterek, yeni müfredatın bu yıl okul öncesi, 1, 5 ve 9. sınıflarda uygulanmaya konduğunu hatırlattı.
Yelkenci, şöyle konuştu:
"Bu şu demektir, bu yılla beraber bu yılı sayarsak 4 yıl sonra YKS sistemindeki sınavlara girecek olan öğrencilerimiz, artık beceri örgüsü temelli bir müfredatla ÖSYM'nin, üniversitelerin kapısına gelecekler. Dolayısıyla bu noktada ÖSYM ile her alanda olduğu gibi bu alanda da güçlü işbirliği yapıyoruz. Öğrencilerimizin yükseköğretime geçişte beceri örgüsü temelli bir müfredatı değerlendirebilecek bir sınav sistemi ortaya konması için çalışacağız. Bundan sonraki kısımları benim kendi şahsi değerlendirmelerim olarak alın. Nihayetinde, Milli Eğitim Bakanlığının politikalarını belirleyen birçok şey var fakat ileriye yönelik bir öngörü olarak bunu kabul edin. Aslında çoktandır kendisini dayatan bir husustur bu. Beceri örgüsü temelli bir müfredatın elbette ki bugünkü öğrenciyi sadece çoktan seçmeli bir sınavla seçen bir yaklaşımın kötürüm bir yaklaşım olacağı şüphesizdir. Ne demek? Gerek ortaokuldan liseye, gerek liseden yükseköğretime geçişte öğrenciyi bütün gelişim boyutlarıyla ele alacak bir sistemi geliştirmek kaçınılmazdır. Eğer bunu bugünden yapmazsak daha sonra iki ayağımızın bir pabuca gireceğini söylemek bunu tahmin etmek çok zor bir şey olmasa gerek.
"4+4+4 sisteminin son dört yılı..."
Kademeler arası geçişle dolaylı, mesleki ve teknik eğitimde niteliği artırmakla doğrudan ilişkili bir başka husus da 4+4+4 sisteminin son dört yılı... Bu dört yılı da yeniden ele almamız gerektiği şüphesiz aşikardır. Bu noktada çalıştaylarda ve panellerde bu konular gündeme gelirse detaylı bir şekilde tartışılırsa Milli Eğitim Bakanlığına büyük bir katkınız olacağını politika geliştirmede özellikle ifade etmek isterim."