Haber7 - ÖZEL
Özellikle imam hatip orta okullarının kapatılmasını sağlaması yönünden sürekli gündeme gelen kesintisiz eğitim uygulamasıyla bütün olarak Anadolu evlatlarının maarif sahasında önünün nasıl kesildiği gözler önüne serildi.
ANADOLU'NUN ÖNÜNÜ TIKAYAN SİSTEM MECLİS TARİHİNE GEÇTİ
28 Şubat sürecinde ilkokul ve ortaokul kademelerini birleştirerek tek bir diploma ile mezuniyet sağlayan zorunlu eğitim uygulaması, Türkiye gündemine 1997 yılında getirildi. Bu kanuna göre meslek liseleri, anadolu liseleri ve imam hatip liselerinin orta kısımları kapatılarak ilköğretim kademesine bağlandı.
“Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim Yasası” 16 Ağustos 1997 tarihinde Meclis’ten geçerek, Cumhurbaşkanı’nın onayıyla 18 Ağustos 1997’de kanunlaştı.
TBMM tarihinin en uzun kanun tasarısı görüşmesi olarak kayıtlara geçen zorunlu eğitim uygulaması, o dönem büyük tartışmalara yol açtı. Kanuna karşı çıkan milletvekilleri, reformun en çok sosyoekonomik olarak dezavantajlı kesimleri vuracağını ve “Anadolu çocuklarının eğitimde geri plana atıldığını” dile getirdi.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi doktora öğrencisi Yunus Vehbi Karaman’ın uluslararası hakemli “Talim” dergisinde yayımlanan bilimsel makalesinde bu sürece ışık tutuldu.
Makalede, kesintisiz eğitim sistemiyle ortaokulda imam hatip liseleri, Anadolu liseleri, meslek liseleri, güzel sanatlar liseleri ve spor liselerine giren çocukların önünün kesildiği, yabancı dil eğitiminin aksadığı gerçeği gözler önüne serildi. Kesintisiz eğitimle birlikte, eğitimde eşitsizliğin derinleştirilerek Anadolu çocuklarının önünün kesildiğine vurgu yapıldı.
Bilimsel makalede, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 14-16 Ağustos 1997 tarihlerinde gerçekleştirilen Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim Yasa Tasarısı görüşmelerindeki gerilim yeniden hatırlatıldı.
ANADOLU İNSANI DEVLET YÖNETMESİN, İNSANCA YAŞAMASIN, İŞ BULAMASIN
Buna göre Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) milletvekilleri, kanun tasarısının eğitimde fırsat eşitliğini bozduğunu ve özellikle dar gelirli Anadolu çocuklarının eğitimde dışlanmasına neden olacağını savundu.
RP Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel, kanun tasarısını sert sözlerle eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Zorla uygulamaya konacak bu kanunla, fakir fukara Anadolu insanımızın fırsat eşitliği önlenmekte, devlet yönetiminde, insanca yaşamada ve iş bulmada önleri kesilmektedir.”
ANADOLU ÇOCUKLARININ ELİNDEKİ FIRSATI ALDILAR
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu “8 yıllık eğitime değil, kesintisiz modele karşıyız” diyerek tasarının Milli Güvenlik Kurulu (MGK) baskısıyla Meclis’e getirildiğini belirtti. Yazıcıoğlu, bu düzenlemenin Anadolu çocuklarının eğitimde geri plana atılması anlamına geldiğini belirterek şu sözleri sarf etti:
“Bu yasa, Anadolu çocuklarının eğitim yarışında devre dışı bırakılmasıdır. Çıraklık okulları, imam hatipler ve Anadolu liseleri bu çocuklar için bir fırsattı. Şimdi bu imkanlar ellerinden alınıyor. Kimse milletimizi kandırmaya çalışmasın, halkımız bu yasayla kimin hedef alındığını çok iyi biliyor.”
ZENGİNE İYİ EĞİTİM! PEKİ YA DAR GELİRLİLER?
DYP Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu benzer ifadelerle kesintisiz eğitim kanununa itiraz etti:
“Bu yasa, Anadolu çocuklarını geri plana atmak için hazırlanmış bir projedir. Zengin ailelerin çocukları zaten özel okullara gidiyor, iyi eğitim alıyor. Ama Anadolu’daki dar gelirli ailelerin çocukları ne yapacak? Eğitimde fırsat eşitliğini tamamen ortadan kaldıran bir yasayla karşı karşıyayız.”
ANADOLU ÇOCUKLARINI DEVLET YÖNETİMİNDEN UZAKLAŞTIRMA PROJESİ
RP Konya Milletvekili Lütfi Yalman yasa tasarısına şu sert tepkiyi gösterdi:
“İmam hatip liselerinin orta kısımlarının kapatılması ya da Kur’an kurslarının kapatılması için keşke başka bir yol bulsaydınız, hiç değilse eğitimde kaos meydana getirmezdiniz. Bu milletin çocuklarının geleceğiyle oynamamalıydınız. Ama sizlerin asıl başka bir gayeniz daha var, Anadolu çocuklarının devlet yönetiminden uzaklaştırılması.”
SEÇKİN ZÜMRENİN KÖYLÜ ÇOCUKLARINI YÖNETMESİ İÇİN...
RP Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzol, kanun tasarısının sosyoekonomik eşitsizlikleri artıracağını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu yasa ile artık fakir köylü çocuklarını üniversite kapılarında göremeyeceğiz, devleti sadece seçkin zümrelerin çocukları yönetecek.”
ERKEN YABANCI DİL EĞİTİMİNDEN MAHRUM BIRAKILDILAR
Kanun tasarısının en çok eleştirilen yönlerinden biri de yabancı dil eğitiminin gerilemesi oldu. Anadolu liselerinin orta kısımlarının kapatılmasıyla birlikte, öğrencilerin erken yaşta yoğunlaştırılmış yabancı dil eğitiminden mahrum kaldığı ifade edildi.
RP Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu, şöyle konuştu
“Dünyanın neresinde bir okul türünü, bir okul kademesini ortadan kaldırmanın adına ‘reform’ denilmiştir? Siz, bu tasarıyla yabancı dil eğitimini öldürüyorsunuz; siz, bu tasarıyla, meslekî ve teknik eğitimi öldürüyorsunuz; siz, bu tasarıyla, din eğitiminin kökünü kazıyorsunuz ve reformdan bahsediyorsunuz! Bu tasarı reform olmadığı gibi, amacı, zorunlu eğitimi 8 yıla çıkarmak filan da değildir! Buraya çıkıp kimse milleti aldatmasın. Eğer mesele buysa, tek maddelik bir tasarıyla 8 yıl zorunlu eğitim ilan edilir. Ama asıl amaç, Anadolu çocuklarının eğitimde ve toplumda yükselmesini engellemektir.”
DYP Milletvekili Ayvaz Gökdemir, kanun tasarısının meslek eğitimine tesirini şu sözlerle eleştirdi:
“Bunu yaparken dürüstçe ‘biz imam hatip istemiyoruz’ diye gelinseydi, onun da mücadelesini yapardık. Ama bu düzenleme ile çıraklık okulları tahrip ediliyor, anadolu liseleri tahrip ediliyor, meslek liseleri tahrip ediliyor. Tek tip bir eğitim sistemi dayatılıyor.”
TANIDIK KILIF: ‘ÇAĞDAŞ EĞİTİM’
Dönemin hükümet yetkilileri, bütün eleştirilere karşı çıkarak reformun “çağdaş eğitim sistemlerine uyum sağlamak için atılmış bir adım olduğunu” savundu. TBMM’de kanun teklifine arka çıkan yetkililerden Anavatan Partisi Milletvekili Hikmet Uluğbay, şu sözleri kullandı:
“Türkiye'nin geleceği için modern ve kesintisiz bir eğitim sistemine geçmek zorundayız. Eğitimde geri kalamayız. Bu yasa, eğitimde fırsat eşitliği yaratacaktır.”