Yaşları yalnızca 11 olan bu iki çocuk, 2,5 yaşındaki James Bulger'i öldürürlerken oldukça soğukkanlı ve korkusuzdu. “İngiliz tarihinde cinayetten hüküm giyen en geç insanlar” olarak anılan Jon ve Robert’a ait bu vakadaki her bir ayrıntı oldukça sıra dışı.
Dünyada da oldukça ses getiren çocukların kan donduran cinayeti, aslında oldukça masum bir şekilde başlıyor.
Sık sık okulu astığı bilinen Jon Venables ve Robert Thompson, tarih 12 Şubat 1993’ü gösterdiğinde bir alışveriş merkezine gitti.
Dükkanlardan çok sayıda pil, şeker, bir trol bebeği ve bir kutu da mavi boya çaldığı tespit edilen ikili, 20 yılı aşkın bir süredir hala belirsizliğini koruyan nedenlerle bir çocuk çalmaya karar verdi.
Aynı gün 2,5 yaşındaki James Bulger ve annesi Denise, aynı alışveriş merkezindeydi. Saat 15.40 civarında kasap dükkanından alışveriş yaptığı görülen anne ve oğul, başına geleceklerden habersizdi. Annenin bir anlık dikkatsizliğiyle ortadan kaybolan minik James, güvenlik kameralarına Jon ve Robert ile birlikte alışveriş merkezinde yürürken görüntülendi.
Küçük çocuğu alışveriş merkezinden dışarı çıkaran ikili, James'i bir kanala doğru yaklaşık 4 km boyunca yürüttü.
Bu yürüyüş esnasında kafasının üstüne düşen James, yüzünden yaralandı. 4 km’lik bu uzun yolda, James’in ağladığını ve kafasındaki şişliği fark eden yaklaşık 40’a yakın kişi olmasına rağmen, neredeyse hiçbiri bu durumu sorgulama gereği duymadı.
Durumun garipliğini fark eden yalnızca bir kadın, Jon ve Robert’ı durdurup çeşitli sorular sormaya çalıştı ancak iddialara göre ikili; James’in, küçük kardeşleri olduğunu ya da çocuğun kaybolduğunu ve onu karakola götürdüklerini söyleyerek kadını atlattı.
Ardından kasabaya vardıklarında, bir polis merkezi görünce bir anlık duraklasalar da yollarına devam ettiler.
Bir tren istasyonu yakınındaki dik bir bayıra yönelen Jon ve Robert, James Bulger cinayetini burada gerçekleştirecekti.
İkili; bu bayırda kurbanı tekmeledi, üzerine taşlar fırlattı, aynı gün çaldıkları pillerle çocuğun ağzını doldurarak sol gözüne boya sürdü. Son olarak tren yoluna ait yaklaşık 10 kg’lık demir bir çubuğu James’in üzerine fırlattılar.
Demir çubuk ile kafasına aldığı darbe sonucu kafatasında 10 çatlak oluşan James, toplamda 42 yerinden yaralanmıştı.
Olayın en ilginç yanlarından biri ise 11 yaşındaki iki çocuğun; James’e uyguladığı işkencelerin bir tren çarpması, ölümünün ise kaza gibi görünmesi için kurbanlarını tren yaylarına yatırıp, kafasına moloz parçaları koymalarıydı.
İkili, kurduğu planları eksiksiz uygulayarak olay yerini terk ettikten sonra James Bulger’ın bedeni bir tren tarafından ikiye bölündü ve cenazesi olayın gerçekleşmesinden 2 gün sonra bulundu.
Bu ölüme tren kazası süsü vermeye çalışan iki katilin oyunu bozulmuş; adli patolog, ölümün tren çarpmasından önce gerçekleştiğini doğrulamıştı.